| |
|
|
Polis devleti!
Sayın Unakıtan'ın, iki günde bir kürsüye çıkıp, "vergisini tam vermeyenlere esip gürlemesi", pratik yaşamda nelere yol açıyor? Maliye Bakanı, bir sürü mesleği küçük düşürüyor. "Yakalarına yapışacağız, artık bitti, teslim olsunlar" şeklinde yakıştırmalarla, hırsızları deşifre ediyormuş gibi gürleyince, vatandaş ile devlet arasındaki ilişki "hırsız-polis" ilişkisine dönüşüyor. Defterdarlıklar, mükellefe harıl harıl tebligat gönderiyor. Son iki yılı veya 5 yılı bile incelenmiş mükellefe ulaşıyorlar: "Sizi incelemiş miydik, hemşerim?.." "Evet, incelediniz, vergimizi düzenli olarak ödüyoruz..." "İyi, o zaman, 1997-2000 arasındaki defterleri de getirin bir bakalım..." "Hayda... 97 nereden çıktı" diyemezsiniz... Tıpış tıpış defterleri götüreceksiniz... Peki, geçmişten bir takıntısı olmasa bile böyle bir uyarı alan mükellef ne düşünür? Maliye, bir mükellefi bir defa incelemeye aldı mı, paçayı kurtarmanın mantığı ve olanağı kalmamış demektir. Mutlaka bir şey bulurlar. Esastan bulurlar, usülden bulurlar, sayıdan, numaradan, imzadan veya tarihten, bulur oğlu bulurlar... Olmazsa, mükellefi coğrafyadan bile sözlüye çekebilirler... Bu denklemde, devlet polis, yurttaş ise zımnen hırsızdır. Ben bakan olsam, bu kadar uluorta konuşup, vaziyeti içinden çıkılmaz hale sokmazdım.
|