| |
|
|
Özürlü Adnan'ın feryadı
Adnan Ellek 42 yaşında. Küçükken "çocuk felci" geçirmiş. "Tekerlekli iskemleye" mahkum. Kaleiçi'nde yanımıza yaklaştı: - İşsiz kaldım, beni de yaz. Adnan, 22 yıldır "seyyar kasetçilik" yaparmış. Şimdi yapamıyor. - Neden? - Korsan kaset davası çıktı, seyyar kasetçilik yasaklandı... Orijinal kaset de olsa, ben seyyarım diye, sattırmıyorlar... Böyle muhabbet olur mu? - Adnan... Başka bir iş yapsan. - Abi emrin olur... Namusumla çalışırım... Ama bana bir mekan göstersinler... Sadece bana değil, bütün özürlülere... Orada elimizden gelen işi yapalım... Ne olursa satalım... Özürlü olmak suç mu, ayıp mı?
*** Özürlü olmak suç da değil, ayıp da. Asıl "suç ve ayıp" onlara, kentlerin uygun yerlerinde bir "mekan" tahsis etmeyenlerde. "Gelişmiş ülkelerde" çarşıda, pazarda "özürlü satıcılara ait yerler" vardır. Onlara "kira ve vergi kolaylığı" sağlanır.
*** Denizli'de seçimi kim alırsa alsın. Ama Adnan Ellek'e mutlaka bir mekan sağlasın. Sadece ona değil, tüm özürlülere. Ve sadece Denizli'de değil, her belediye, Türkiye'nin her yerinde...
|