Merkez, faizde geç mi kalıyor?
Merkez Bankası bu yılın ikinci faiz indirimini yaptı. 2 puanla yüzde 22'ye indirilen gecelik faizlerin yıllık bileşiği yüzde 24.6'ya geliyor. Bu indirim beklendiği için mali piyasalarda herhangi bir etkisi olmadı. Hatta yeni bir faiz indirimi beklentisi hemen başladı. Ancak Merkez Bankası'nın bu indirimi, 14 aylık sürede sekizinci faiz indirimini oluşturuyor. Yani Merkez Bankası faizi düşürmesine düşürmüş, fakat inilen düzey de yüzde 24.6 gibi yüksek bir oran. Çünkü yılsonu beklenen enflasyon yüzde 12. Hatta gelişmeler bunun da altına inilebileceğine işaret ediyor. Zaten faiz indirimi yapılırken de, Merkez Bankası tarafından "enflasyonla mücadelenin çarpıcı sonuçlarının gözlenmeye başlandığı, bu sert düşüşe rağmen iç talep baskısından söz edilemeyeceği" vurgulandı. *Faiz hala yüksek- Eğer enflasyon faiz kararında bir ölçütse ve iç borç stokunun vadesi yaklaşık bir yılsa, yüzde 12 enflasyona göre reel faiz yüzde 11.2 çıkıyor. Yani yılsonu enflasyonu kadar bir reel faiz söz konusu olacak. Eğer yılsonu enflasyonu bu düzeyde çıkacaksa ki, mali sektör Beklenti Anketi'nde aynen böyle tahmin ediliyor, bu faiz hala yüksek. *Faiz hala yüksek ki, Merkez Bankası müdahale ve ihaleyle döviz almaya devam ediyor. 2004'te alınan miktar 3 milyar dolar. Ama kur hala düşüyor. Şubat sonu itibariyle Merkez Bankası Reel Efektif Döviz Kuru yeniden 2001'deki büyük devalüasyon öncesindeki 148 düzeyine yükseldi. Döviz gelirlerinin az olduğu, cari açığın yüksek çıkacağı ocak ve şubat aylarında bile kur yerinde çakılıp kaldı. Demek ki bu faiz düzeyini cazip bulup Türkiye'ye gelenler, dövizden faize geçenler var. n Düşük kur düzeyinin ithalatı cazipleştirdiği ve cesaretlendirdiği, ihracatı olumsuz etkilediği, sanayinin arama ihtiyacını daha çok ithalatla karşılamasına yolaçtığı, istihdamı olumsuz etkilediği biliniyor. Bunun elbette bir maliyeti oluyor. *Zararın kaynağı- Hatta yüksek faiz, düşük kurun Merkez Bankası'na da bir maliyeti var. Merkez Bankası önce dövize müdahale etmek durumunda kalıyor, ihaleyle veya doğrudan satın alıyor. Bu yolla piyasaya verdiği parayı geri çekerken faiz ödemek zorunda kalıyor. İşte ödenen bu faizlerden dolayıdır ki, Merkez Bankası 1.548 trilyon lira zarar etti. Önceki gün yayımlanan 2003 yılı bilançosunda Merkez Bankası 1.5 katrilyon lira zarar ettiğini açıkladı. Bu zarar da 2.655 trilyona varan yedek akçelerden karşılandı. Geriye 1 katrilyon civarında yedek akçe kalıyor. Eğilim devam ettiğine göre zarar da muhtemelen 2004 yılında sürüyor olabilir. Eğer yılı yedek akçelerinin üzerinde bir zararla bitirirse bir anonim şirket olarak Merkez Bankası sermayesini eritecek. Bu durumda ortaklar şirkete yeni sermaye koymak durumunda kalacak. Ana ortak da Hazine. Merkez Bankası'nın yüksek faizi bu durumda Hazine'yi ikinci kez etkileyecek. *Biraz da siz düşünün- Merkez Bankası'nın faiz indirim kararları bize "ne kadar geç ve ne kadar az düşürülürse o kadar iyidir" gibi bir izlenim veriyor. Bunun da bazı gerekçeleri olabilir. Yoksa her ne kadar müdahale ediyor olsa da, "enflasyonun düşüşüne verdiği büyük destekten dolayı, kurun bu düzeylerinde kalmasından Merkez Bankası da memnun" sonucu çıkarılabilir. Hangisi doğru acaba? Her ikisi de mi? Yoksa ikisi de mi yanlış? Biraz da siz düşünün. *Sonuç- "Gölge nereye düşerse düşsün bir bedenin varlığını gösterir" Latin Atasözü
|