kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Halkları korumak

İspanya'yı vuran olayın gösterdiği gibi, 11 Eylül'ü hep taze tutacak büyük artçı depremlerle devam edeceği bir kere daha belli olan terör, devletlerden bağımsız en büyük güç olarak sahnedeki yerini tescil ediyor.
Devletlerin gizli güç mücadelesi için kullandığı terörden sonra, devletler arası güç mücadelelerine hizmet vermeye hazır ama özerkliğini de koruyan bir terör biçimi görünüyor bugün.

Adaletsizliğin ve baskının laboratuvarlarında evrim geçire geçire "genetik şifresi" karmaşıklaşmış bir yaratık bu.
Bununla mücadele etmenin birden çok boyutu olması gerektiği de açıktır.

***

Öncelikle güçlü ülkelerin, dünya sisteminin güce değil meşruiyete göre işlemesi gerektiği konusundaki "yavaşlıklarının" ortadan kalkması gerekiyor.
Dünya sistemi kuşkusuz görece belli değerlerin etrafında işliyor.
Fakat bu rutini anlatıyor sadece.
Rutin dışına çıkıldığında ise dünya sistemini ifade eden kuralların uygulanmasında "eşitlik"ten bahsetmenin kolay olmadığı görülmektedir.
Eğer dünya sisteminin işleyişinde bir eşitlikten bahsedilecekse, güce sahip olan devletlerin gücün tüm dünyadaki meşru devletlerin "ortak aracı" olduğunu kabul eden bir değer sistemi içinde hareket etmeleri gerekmektedir.
Güçsüzlerin haklarının korunması için sadece güçsüzlerin içinde bulunduğu siyasi durumun güçlülerin çıkarlarını tehdit etmesinin beklenmesi, bunun dışında güçsüzlerin müstakil haklarının ve güvenlik ihtiyaçlarının olduğunun hesaba katılmaması meşruiyet duygusunun kırılmasına yol açmaktadır.
Bu nedenle dünyanın Batı eksenine düşen sorumluluk, dünya siteminin güçlü ve güçsüz arasındaki ayrımı gideren bir yeni meşruiyet dinamizmiyle çalışmasını temin etmektir.
Bunun yanı sıra dünyanın Doğu ekseni de suçu sadece Batı'ya atarak sorumluluklarından kurtulma refleksini terk etmek zorundadır.
Batı ile var olan siyasi sorunlar bahane edilerek demokrasi ve şeffaf düzen anlayışı karşısında tepkiler geliştirmek, gerçekçi bir tutum değildir.
Doğu kavramı içinde ifade edilebilecek medeniyet havzalarındaki siyasi düzenlerin, kendi bölgelerini çağdaş siyasi değerlere kavuşturmak konusunda bahaneler geliştirme siyasetiyle gideceği bir yer yoktur.
Öte yandan bu bahaneleri bir siyasi tutum haline getirmek, bu bölgelerdeki sivil halkları, her türlü terörist etiketin gölgesi altında yaşamak zorunda kalmak gibi son derece sakıncalı bir konuma sürüklüyor.
Terör örgütlerinin bu coğrafyaya ait değerleri kullanması ise, bir şekilde bu coğrafyayı terörle mücadelenin "hedefi" haline getiriyor.
Bu bakımdan, bu bölgelerdeki siyaset biçimlerinin, terörle kendi değerleri ve coğrafyaları arasına kesin ve şüpheye yer bırakmayacak çizgiler çekmeleri esas olmalıdır.
Aksi halde terörle mücadelenin yoğunlaşacağı temel zemin buralar olacaktır. İşi bu noktaya getiren analizin doğru olup olmadığı, gelinen noktada niyetlerin ve siyasetlerin sorgulanmasının iç açıcı bir yanıt ortaya çıkarıp çıkarmadığı şu anda terörün yarattığı gürültü içinde maalesef ikinci plana düşüyor.
Dünyanın Doğu'suna düşen siyasi bölgelerin terörle kendileri arasına net çizgiler çekmeleri, yanlışlıkların kök salmasına ve devamlı hale gelmesine dönük tek engel olacaktır.
***

Batı'nın, gücün meşruiyetle ilişkisini berrak biçimde kurarak dünya sisteminin işleyiş kodlarını üretmesi ile Doğu'nun kendi değerleri ile terör arasına kesin çizgiler çekmesi, birbirini tamamlayan ve halkları hem savaş, hem de terör felaketinden koruyan yegane kalkan olacaktır.
Hem Batı, hem de Doğu, güvenliğin esasının çıkarlardan önce halkları korumak olduğunu fark etmek zorundadır...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi? (1)   / 21-03-2004
 Halkları korumak   / 17-03-2004
 Milyonlar yürümeye devam etmeli...   / 15-03-2004
 Meşruiyetin güvenliği   / 14-03-2004
 Güvenlik ortak bir değer midir?   / 12-03-2004
 Kural, kuralsızlık ve meşruiyet   / 10-03-2004
 Jeo-politik ve siyasi değerler   / 08-03-2004
 AB ve Büyük Coğrafya   / 07-03-2004
 Şehrin ruhu...   / 05-03-2004
 Sağcı sol...   / 03-03-2004
ERDAL ŞAFAK
İzmir'e özlem
Bir çetin bilmece sorsam Paşa'dan /...
AHMET HAKAN COŞKUN
Baykal meydanlarda Derviş gizli toplantıda
Can alıcı...
MEHMET BARLAS
Amerika'nın yıldızı sönerken Kanada'nın yıldızı mı...
ÖMER ÇELİK
Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi?...
ÖMER LÜTFİ METE
Bozgundan Fatih çıkmak
Piontek, Galatasaray'ın UEFA...
REFİK DURBAŞ
Hamsi, neden on milyon?
Bir iç deniz olan Marmara ve...
SAVAŞ AY
Piyasalara Çin işkencesi mi?..
Ekonomi Servisi ...
Arkasına değil önüne bakıyor: 3-1
Arkasına değil önüne bakıyor: 3-1
Tuncay'ın 23'teki akıl dolu golüne ilk yarı biterken Okan cevap...
Bu bir mucize
Bu bir mucize
Alman çalıştırıcı "Geleceğin takımıyız diyorduk. Şimdi şampiyonlukta...
Hortumu kesemedik
Hortumu kesemedik
Başbakan Erdoğan: Yargının çok yavaş işlemesi ve bürokrasinin etkin...
İzmir'i bize verin
İzmir'i bize verin
Erdoğan ve Baykal, İzmir'de aynı saatlerde konuştukları mitinglerde...
Aynı filmi tekrar seyrettim
Aynı filmi tekrar seyrettim
TÜBİTAK'ın tartışmalı başkanı Nüket Yetiş, hakkında çıkan 'tarikatçı'...
AB'ye uyum Nevruz'u
AB'ye uyum Nevruz'u
Geçmiş yıllarda halk ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getiren...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.