kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Erkek meselesi

Geçtiğimiz aylarda Bilgi Üniversitesi'ne gelen New York Times gazetesi "etikçi" sütununun yazarı Randy Cohen konuşmasında, yorumladığı bir olayı nakletmişti. Bir evin satın alma işlemlerini bitirdikten sonra kadın müşteri, kendisine yardımcı olan emlakçıyla el sıkışmak ister. Emlakçı el sıkışmaz, zira mutaassıp bir yahudi olarak inancı, kadın eli sıkmasına izin vermemektedir. Kadın müşteri bu olay üzerine emlakçısını kovar.

Başkan Bush'a destek veren ve ağırlıklı olarak ABD'nin güneyinde yaşayan köktenci dini akımların ileri gelenleri de söylemlerinde kadına eşit gibi bakmaz. Bunlar da kadınların erkeğe itaat etmesi gerektiğini, evde oturup çocuk büyütmesinin daha uygun olacağını savunur. Kürtajı zaten lanetleyen köktenci hareket, kadınların bekareti evlilik öncesinde cinsel ilişkide bulunması konularında da giderek militanlaşıyor. Hindistan'da kız çocuk doğurmamak için ultrason teknolojisini kullanan aileler var. Ultrason kız çocuk gösteriyorsa kürtaj kararı alınıyor. Kızlar iyi beslenmiyor, okutulmuyor ve daha doğrumdan itibaren ezilmeye mahkum olarak değerlendiriliyor. Kız çocuğu istenmediği için kürtajın yaygınlaşmasıyla Hindistan'da kız/kadın sayısında erkeklere göre ciddi bir eksik ortaya çıkıyor.

Sanayileşme kadını öne çıkardı
Taliban'dan Fas'taki İslamcılar'a kadar din temelli siyaset yapanların pek çoğunda kızların/kadınların eğitimine, eşit haklara sahip olmalarına veya işgücüne katılmalarına karşı azgın bir direnç var. Özellikle aile hukukuyla ilgili düzenlemelerde erkekleri kollayan kural ve yapılar muazzam bir enerjiyle savunuluyor.

İran'da ise devrimin ilk deli yıllarını atlattıktan sonra kızların okulluluk oranının arttığı görülüyor. Bugün ülkedeki kadın okuma-yazma oranı yüzde 60'lara varmış durumda. Arap ülkelerinde, Pakistan'da ve Afganistan'da ise rakamlar feci. Yapılan tüm araştırmalar kadınları okumamış ülkelerde nüfus artış hızının duramadığını, ekonomik gelişme sağlanamadığını da gösteriyor.

Japonya ve Çin'de de geleneksel yaklaşımın kadına pek paye vermeye meyilli olmadığı biliniyor. Ancak bu ülkelerde özellikle de Japonya'da sanayileşmenin kaçınılmaz etkisiyle kadınların ön plana çıktıkları da görülüyor.

Erkeklerin iktidar konumu
Muhafazakar söylemin önemli bir parçasını oluşturan dine dayalı düşüncenin kadına eşit muamele edilmesini kabullenmediği apaçık ortada. Kadınlar ancak gelişmiş ülkelerde, bireyselleşmenin işgücüne katılmayla birlikte arttığı toplumlarda eşitlik idealine yaklaşabiliyor. Ancak o ülkelerin çoğunda bile eşit işe eşit ücret uygulaması tam olarak gerçekleşemiyor. Dahası siyasete katılımda da İskandinav ülkeleri dışında kadınların temsil oranı eşitlik ilkesi ışığında pek matah sayılmaz.

Kadınların genel olarak dünyadaki ikinci sınıf konumlarının nedeni, erkeklerin iktidar konumuyla ilgilidir. Yani kadın meselesi aslında bir erkek meselesidir. Ücret eşitsizliğinden, töre cinayetinin arka planını oluşturan namus anlayışına kadar kadınlar erkeklerce belirlenen bir çerçevede yaşam alanına sahip. Bu iktidar ilişkisinin çok eskilere dayanması nedeniyle kadınlarca içselleştirilmesi, doğal kabul edilmesi değişimin önündeki en büyük engeldir. Kadın eşitliği eş anlı olarak çok farklı alanlarda köklü dönüşümler gerektiriyor. TÜSİAD tarafından yayınlanan Kadın-Erkek Eşitliğine DoğruYürüyüş raporu eğitim, iş yaşamına katılma ve siyasette yer alma konularında Türkiye'de daha çok mesafe katedilmesi gerektiğini gösteriyor. Üstelik bu meseleler ilkokul müsameresi türünden toplantılarda AB ve ABD ile ilişkileri kesmemizi isteme türünden hafifliklerle çözülemeyecek ya da o türden gayri ciddilikleri kaldıramayacak kadar da önemlidir.

Not: Perşembe günkü yazıda zikredilen Kissinger yazısı, 10 Şubat tarihli Washington Post gazetesinde yayımlanmıştır. Düzeltir, özür dilerim.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İspanya-Suriye   / 18-03-2004
 Madrilenos   / 14-03-2004
 Erkek meselesi   / 07-03-2004
 Zamana karşı yarış   / 04-03-2004
 29 Şubat   / 29-02-2004
 Yalnız petrolle yaşanmaz   / 26-02-2004
 Tartışılan alan   / 22-02-2004
 Kader seçimleri   / 19-02-2004
 Güç kayması   / 15-02-2004
 "Dönmüyorum"   / 12-02-2004
SOLİ ÖZEL
Bir yıl sonra
Geçen sene Amerikalılar Saddam Hüseyin'i...
Kulübeye veda
Kulübeye veda
G.Saray için antrenör ceketini dün 20.45'te astığını söyleyen...
Yola devam
Yola devam
Cansun, iki sene öncesinin rövanşını alamadı. Rakibinin 1152 oyuna...
İstanbul'a tüp geçit
İstanbul'a tüp geçit
İstanbul Kazlıçeşme'de 15 bin kişiye konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan,...
'Süreci Denktaş'la bitirmek istiyoruz'
'Süreci Denktaş'la bitirmek istiyoruz'
Ankara'da geç saatlere dek süren Kıbrıs zirvesinde ise 'olmazsa...
Ayaş Tüneli vicdan azabı gibi
Ayaş Tüneli vicdan azabı gibi
28 yılda 700 trilyon lira yutan Ayaş Tüneli, devlet- siyaset- işadamı...
Şanslı mülteciler
Şanslı mülteciler
İran, Irak, Suriye ve Afganistan gibi ülkelerden kaçarak Van’a...
Dikkatsizlik...
Havalimanına giden turist minibüsü kavşak dönerken kaza yaptı iki...
Özgürlük tutkusu kadını alkolik yaptı
Erkekler gibi çalışıp erkekler gibi yaşamaya başlayan kadınları büyük...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.