|
![](/i/1_pix_gri.gif) |
|
![](/i/1_pix_trans.gif) |
![](/i/1_pix_trans.gif) ![](/i/bugunku_diger_yazi.gif) |
|
Dışarı çıktığımızda her şey bizden uzak duruyordu
DEV-Yol davasında idamla yargılanan bir başka kişiyse Atalay Dede... Eski resimlere bakıldığında Dede'nin de siyasi faaliyetlerini parkası, bıyığı ve sakalıyla birlikte bir yana bıraktığı görülüyor. Özel bir şirkette mali müşavir olarak çalışan Dede, eşi Zerrin ve 10 yaşındaki kızı Hazal'la birlikte Ankara'da sürdürüyor yaşamını. 1959'da Artvin'in bir köyünde doğan Dede, çiftçilik yaparak geçimini sağlayan bir ailenin 2 erkek çocuğundan biri. Dede okumak için daha ortaokul yıllarında çıkmış köyünden. Zor yaşam koşulları nedeniyle düşünceleri çok küçük yaşta oluşturmuş siyasi kişiliğini... 1977'de Ankara'ya, İktisadi Ticari İlimler Akademisi'ne girdikten sonra da artarak sürmüş siyasi faaliyetleri. 16 Şubat 1981 yılındaki gözaltıyla başlayan cezaevi yaşamı 7 yıl 10 ay sonra 1988'de son bulmuş.
KARIMA BİLE SÖYLEMEDİM "Dışarı çıktığımızda ailemiz dışında herkes bizden uzak duruyordu" diyen Dede şunları anlatıyor: "Yaş 30'a gelmişti ve kendi ayaklarımız üzerinde durmak zorundaydık. Zaten yardım almak da zoruma gidiyordu. Cezaevinden bizden önce çıkan arkadaşların yardımıyla hayat sigortası pazarlamacılığı yaptım önce. Ama 89'da bu kez de askere götürdüler. Askerde eğitim yaptırmaya kalktıklarında 'ben bu eğitimleri 8 yıl yaptım' diyerek karşı çıktım. Sonunda beni okuma kursuna hoca yaptılar." Askerlik sonrasında kardeşinin yanında muhasebeciliğe başlayan Dede, bugüne kadar sürdürmüş mesleğini. Askeri mahkemede kendisine 15 yıl ceza verildiğini, hakimlerden birinin bunu fazla bularak itiraz ettiğini söyleyen Dede, sonraki süreçte idamın gölgesinde yaşadığını pek belli etmemeye çalışmış. Hatta eşine bile söz etmemiş. Eşi Zerrin Hanım durumu çok sonradan öğrendiğini belirtiyor. Hatta "Bunu evlenmeden önce bilseydim kimbilir belki tavrım bile farklı olurdu" diyor.
|
|
|
|
|
![](/i/1_pix_trans.gif) |
|
![](/i/1_pix_gri.gif) |
|