kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Sinema
    Çizerler
    Teknoloji
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Balcicek Pamir @ SABAH
 
En tepede küçük bir arıza
Bulgar sanatçı Gelibolu'yu anlatıyor

En tepede küçük bir arıza

Bildiğiniz dönmedolap aslında ama biraz yüksek. Gözüm acil yardım düğmesinde. Acaba bassam mı basmasam mı?

Yani ne işim var benim 135 metre yüksekte? Neymiş efendim, London Eye'a binmeden dönmek olmazmış. Niye? Londra'ya bu kadar gitmişliğim vardır. Bir gün bile aklıma gelmedi tepelere çıkmak. Soho'da gezsek, oturup bir şeyler yesek, içsek. Müzikallar müthiş, yeni vizyona giren filmler var sinemalarda onları görsek? Hatta üstüste iki film keyfi yapsak. Olmaz mı? Olmazmış. Öyle dedi kocam. Bu arada bir gözü bandajlı. Yeni ameliyat olmuş, zaten Londra'ya gidiş amacımız da o ama, ben fırsat bu fırsat şehrin tadına varmaya çalışıyorum. "Sen zaten tek gözle ne göreceksin ki, ne gerek var öyle yükseklere çıkmaya, bak bir tane broşür alırız. Broşürde bütün şehri gösteriyor zaten. Bu şehirde ünlü bir futbol stadı yok mu? Ben onu da gezmeye razıyım bak, gel hadi kale görmeye gidelim, birbirimize gol atarız ha? Ne dersin?" İkna olmadı. İlk önce bilet almak için kuyrukta bekledik. Bu arada yanımızda kayınpeder ile kayınvalide de var. Ardından dev dönme dolaba binebilmek için başka bir kuyruğa girdik. Bu kuyrukta uzun uzun arandık. Neme lazım, üzerimde bomba olur falan sonra dev tekerlek bir anda kopar gider, hani felaket filmlerinde olduğu gibi. Kendi kendime bütün korku senaryolarını düşünürken kayınpederimin sesini duydum. "Biliyorsunuz London Eye'ın yapımı aşamasında, tekerlek adamların kafasına düştü. O yüzden planlandığından çok daha geç vakitte açtılar" "Nasıl yani? Tamam ben vazgeçtim iniyorum. Aşağıdan el sallarım size." İnemedim. Sıra bize geldiğinde kendi kapsülümüze binmek için ilerledik. Zaten beş altı saniye duruyor. Bindiniz bindiniz ardından dönüş başlıyor. Kapsüle binerken millet birbirini kırıyor. Amaç yer kapmak. En önde fırlayanların içindeydim. Tabii benim amacım farklı herkes camın yanında bir köşe bulmaya çalışırken benim gözüm camlara eşit mesafede duran küçük ahşap bankta. Bir oturabilsem. Kolaylıkla oturdum çünkü kimse bankı sevmedi. Resimde gördüğünüz kapsülü düşünün, ortasında ben oturuyorum. Etrafımda bütün camları kaplayan insandan duvarlar. Dışarısını görmek mümkün değil. Keyfime diyecek yoktu taa ki anonsa kadar. "Küçük bir teknik arıza yüzünden, bir süre durmamız gerekiyor, lütfen bu duraklama için kusura bakmayın. Biraz sonra London Eye tekrar dönmeye başlayacaktır" Ne duraklaması? Duraklama az sürer. Biz yaklaşık 20 dakikadır tepeye yakınlarda bir yerdeyiz, gözlerimi sımsıkı kapamış dönme dolaptan gelen sesleri dinlemeye çalışıyorum. Bir gözüm de acil yardım düğmesinde. Bassam mı basmasam mı? Bari bir kadeh bir şey içip binseydim. Ya da şimdi bir cep konyağı olsaydı...

***

London Eye gerçekten de Londra'nın gözü. Siz bakmayın benim korkuma, öyle hızlı falan dönmüyor. Yükseklikten hoşlananlar için müthiş eğlenceli. Bir de hava güzelse tüm şehri yaklaşık yarım saat süren bir dönmedolap keyfiyle seyredebiliyorsunuz. Tarihi binalar, ara sokaklar, dev saat, şehri bir boydan bir boya sarmış demiryolları... Kapsüller son derece güvenli. Dönüş yolunda eğer cama yakınlaşırsanız resminizi bile çekiyorlar. Hoş bir anı açıkcası. Benim fotoğrafım mı? Tabii ki yok, cama yaklaşır mıyım?
Not: Bu seferki Londra gezisi tam bir tatil programı olmadığından belki de, sıradışıydı. Ne kadar söylensem de London Eye görkemli kabul etmem gerek. Hele geceleri mütniş bir görüntüsü var. Londra'dan çok ilginizi çekeceğini düşündüğüm iki konu daha var, onlar 13. sayfada. Malum buradaki yerim dar.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bu bisküviler bir harika   / 29-02-2004
 Sessizce eğleniyoruz.   / 22-02-2004
 En tepede küçük bir arıza   / 15-02-2004
 Bir gelinin üç tane babası olur mu?   / 08-02-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
MEHMET ALTAN
Akçaabat köftesi...
Hep Karadeniz ile geç tanıştığıma...
ŞERİF ERCAN
Azra'nın gözü Hollywood'da
Birkaç ay önce Dünya Güzeli...
BALÇİÇEK PAMİR
Herkes gizlice güzelleşiyormuş meğer
Sabah yönetimine...
ALİ ESAD GÖKSEL
Değişimin acısı ve tadı
Eskiden Markiz'e giremezdik...
ÖNCEL ÖZİÇER
Bu hususta anladığımdır, usta
Mason kelimesi...
AYŞE YAĞCI
Resim gibi bir şehir
Venedik'in kalbi sayılan San Marco...
ERGUN HİÇYILMAZ
Bu toprakların gayrimüslimleri
Onların dilleri, dinleri...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Geçmişi olmayan Asyalılar
Singapur-Yeni Asya'nın ada...
STELYO BERBERAKİS
İktidar da yorulur
Fiyat listesi, mönü, hatta garson da...
FİKRET AYDEMİR
Çikolata Karakterler
Masumlar sütlü,...
YASEMİN TAŞKIN
Gazetecilerin Seçimi
Roma'daki yabancı basın merkezinde,...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Tanrı'nın Mekanı
Amerika'nın bilinmeyen yüzünde katı...
Kebabın en lezzetlisi nerede yenir?
Kebap Urfa, Gaziantep ve Adana'da mı yenir, yoksa İstanbul'da mı? Sabah...
Caddenin değişmeyen adresi
Bağdat caddesinin klasiklerinden Carpe Diem Cafe-Bar ve Restaurant olarak...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Sinema | Çizerler | Teknoloji | ON
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.