Kurşun askerler
Çok basit bir örnek vereyim: Federico Giunti yok, Beşiktaş yok! Ümit Özat var, Fenerbahçe var! Bu kadar kısa bir yorumun mesajı şu: Futbol yetenekleri ile 'kurşun asker' olan, yani kendi bildiklerini değil, antrenörlerin dediklerini yapan bu iki oyuncu, takımlarının kaderlerini kaderlerini etkiliyor. Peki soracaksınız; "Kurşun askerler, takımlarını kurtaran star mı oldular?" Şu an öyle... Ne dedi Ümit Özat medyaya; "İlk kez fotoğrafımı çekiyorsunuz?" Şimdi Özat ile Giunti'yi tartışalım; Giunti'nin yokluğu Beşiktaş'ın futbol dengesini temelden sarsarken, takımın çok önemli starı Sergen Yalçın'ı da sıradan bir oyuncu konumuna getirdi. Öyle ya... Giunti orta sahayı toparladığı gibi, Yalçın'ın da asistanlığını yapıyordu. Daha ötesi Yalçın'ın daha iyi futbol oynaması, için onun önünü açıyordu. Bir de Gençlerbirliği, Bursaspor'da sıradan bir oyuncu kimliğindeki Ümit Özat'ın saygı duyulan futbol gelişimine bakalım. Eski alışkanlıklarını bir kenara bırakıp, hocası Daum'un her dediğini yaparak Fenerbahçe'nin oyun lideri oldu. Şimdi konu şurada düğümleniyor. Sergen'in hakkı yok Sergen Yalçın gibi büyük oyuncuların 4 hafta hem de üst üste kötü futbol oynama hakkı yok. Hep iyi olmak zorundalar. Buna karşılık Giunti ve Özat gibi her maçta iyi oynamak zorunda olan kurşun askerlerin bazen starlar gibi oynaması inanılmaz güzel. Bizleri şaşırtsa bile!.. Haftanın en büyük dersi buydu. İkinci dersin adı ise "Beşiktaş neden bu noktaya geldi?" Konu şurada düğümleniyor: "Beşiktaş'ın kurşun askerleri" dediğimiz takım oyuncuları, antrenörleri Lucescu'nun dediklerini değil, kendi bildiklerini sahaya yansıttılar. Yani takım ruhuna ihanet edip, kendilerini star oyuncu konumuna soktular. Bu bir... Lucescu'nun taktik oyuncusu Sergen Yalçın ise, kötü oynadığı karşılaşmalarda bile maça damgasını vuran hareket yapardı. Artık o hareketi bile yapamaz oldu. Bu da iki. Bir şey daha var, Lucescu'nun formsuzluğu... Daum'un formu ise çok ama çok önemli.. Christoph Daum'un, işine çok iyi konsantre olup Fenerbahçe'yi zirveye taşımasına itirazım yok. Ama Lucescu'nun işine konsantre olmayıp Beşiktaş'a yaşattığı düşüşe itirazım var. Cezalandırılan İstanbul Beşiktaş'ın taktik felsefesi medyada tartışılıyor. Lucescu konuşuyor, Ahmed Hassan da konuşuyor. Oysa bu konuşmaların gerçek yeri taktik odaları değil mi? Haftanın üç mesajı şunlar:
1- Beşiktaş'ın, Tahkim'i kullanarak cezasını erteletmesini içime sindiremiyorum. Aslında cezalandırılan İstanbulspor. Beşiktaş'a verilen ceza, ceza değil ödül. Ayıp.
2- Beşiktaş hakem hataları ile puan kaybediyor. Ayıp.
3- Fener arkadan itiliyor, hakem hataları gündeme gelmiyor. Ayıp.
|