| |
|
|
Yılan hikâyesi gibi...
Bolu'da, kentin tam ortasında bir "yıkıntı." "Yarım kalmış" bir inşaat. Tam bir "çirkinlik anıtı." Burası "yıllardır bitirilemeyen hükümet konağı." Depremde mi yıkıldı? Hayır. Depremden önce "bu tarihi binayı yenileyelim" kararı alındı. Sonra bina boşaltıldı. "Orası, burası" yıkıldı. Derken deprem oldu. Bolu "yenilendi." Fakat, hükümet binası bir türlü bitirilemedi.
*** Eğer bu iş "Bolu'ya" bırakılsaydı. Bu iş için ayrılan kaynak "Bolu Valisi'nin emrine" yollansaydı. Bina şimdiye kadar çoktan biterdi. Ve "çok da ucuza" biterdi. Ama Ankara "yerel idareye yetki vermekte çok kıskanç." Ankara "ne yapıyor, ne yaptırıyor." Ankara "işi uzattıkça, uzatıyor." Ve Bolu Valisi de yıllardır "Sağlık Meslek Okulu'nda" çalışıyor. - Vali bey... Bu bina üç yıl önce size bırakılsaydı... Kaça bitirirdiniz? - Bir trilyona. - Şimdi kaça bitecek? - Üç buçuk trilyona. Vali Mehmet Ali Türker'le "bu konuyu" çok zor konuştuk. Zira "hükümet konağı inşaatı" sözü açılınca, Vali beyin tüyleri diken, diken oluyor. Ankara'ya yazdığı yazılar "ciltler dolusu." Bolu bir gün mutlaka "Türkiye'nin Davos'u" olacak, olmasına ama..."Hükümet konağı bile olmayan" Davos olur mu?
|