| |
|
|
"Beşinci kuşak" Bıçakçı
Konya'da "Bıçakçı Ahmet" diye kime sorsanız, hemen tarif ederler: - Aha şu yolu takip et... Türbe caddesine çık... Yürü... Karşına Aziziye Camii çıkar... Sırtını camiye ver... Karşında Bıçakçı Ahmet. Bıçakçı Ahmet "canlı tarih." Aile "146 yıldır" bıçakçı. Bıçakçı Ahmet (Kırklıkçı) 73 yaşında. Babası, dedesi, dedesinin babası hep bıçakçıymış. Ahmet bey "dördüncü kuşak." Dükkanda "beşinci kuşak" da vardı: 43 yaşındaki oğlu Şükrü Kırklıkçı. "Soyadı kanunu" çıkınca, Bıçakçı Ahmet'in babasına sormuşlar: - Sana hangi soyadını verelim? Yanıt: - Ben bıçak yaparım... Koyun kırklıkçılığı ile geçimimi sağlarım. Koyununun yünü uzayan, bana gelir. Nüfus memuru da "Kırklıkçı" soyadını vermiş.
*** Bıçakçı Ahmet'e sorduk: - Dedeniz, dedenizin babası bu mesleği kimden öğrenmiş? - Ermeni bir ustası varmış... O öğretmiş. - Bıçakçılık şimdi nasıl? - Şimdi çelik bol, iş kolay... Eskiden çelik zor bulunurdu... Kamyonun makasından bıçak yapardık... Hızar testeresinden de yapardık ama... En iyisi, kamyon makasından yapılandı.
*** - Bıçakçı Ahmet Usta... Konya'da Büyükşehir'i kim alır? - Yine eskisi alır gibime geliyor... Saadet Partisi. Oğlu Şükrü: - Yok buba, garanti değil... Çekişme olur. Tayyip beyin rüzgarı var.
*** Dükkandan çıkarken, Bıçakçı Ahmet ceketimizin kuyruğundan çekti: - Hele bi dur bağam... Hemen gidivirme. Sonra da elimize "bir bıçak" tutuşturdu: - Hakiki çelikten... Kızgın ateşte dövülerek yapılma... El işi... Yadigarım olsun. "Yapma, etme Bıçakçı Ahmet amca" dedik. Konya'nın ortasında, elimizde bıçak. Gören "ne oluyor" diyecek. Ayrıca bu bıçak "el emeği, göz nuru." "Parası" ne olacak? Ama "itiraz" Bıçakçı Ahmet'i incitiyor. "Yadigarını" kabul etmezseniz, ihtiyar sanatçı ağlayacak. "Seçimi, neyi boş ver" diye bizi uğurluyor: - Mal da yalan, mülk de yalan, iktidar da yalan... Gel biraz da sen oyalan... Yeter ki oyalanırken kendi keseni değil, milletin tenceresini düşün.
|