|
|
|
|
|
|
Anne olmaktan korkuyorum
Çocuğuna yeterince iyi bakamayacağı endişesi, eşinden destek görmeyeceği korkusu anneleri depresyona sokuyor
Perinatal psikiyatri denilen, bütün doğum sürecini kapsayan psikiyatriyle uğraşan bilimadamlarına göre, değişen dünya koşulları, değişen aile yapıları, depresyon doğurucu bazı özellikleri de geliştiriyor. Perinatal psikiyatri, bu değişiklikleri ''Gecikmiş annelik'', ''Küçülmüş aileler'', ''Kadının değişen rolü'' olarak üç ana grupta özetliyor. Sık sık evlenip boşanmalar, annelerin yalnız yaşamak zorunda kalmaları, doğum sonrasında annelik rolünün benimsenmesini zorlaştıran nedenler olarak sayılıyor. Doğal olarak bu nedenler, doğum sonrası depresyonlarını artırıyor. Doğum sonrası depresyonların önemli nedenleri arasında, kişisel etkenler de önemli bir yer tutuyor. Örneğin; doğum sonrası depresyona aday bir anne, diğer annelere göre, farklı ve özel bir annelik görevi düşünüyor. Ve anneliği onlardan farklı algılıyor. Buna göre; depresyona duyarlı anneler, annelik rolünü benimsemiyor ve ondan korkuyor. Bu korkular arasında; çocuğa bakamama korkusu, yalnızlık duygusu, kendisine destek olacak kimsenin bulunmadığı düşüncesi, yakınlarının kendisine ve bebeğine yeterince zaman ayıramayacakları endişesi geliyor.Önemli bir nokta da; doğum yapan ve depresyona giren kadınların yarısının kendilerini hasta olarak görmemesi ve herhangi bir tedaviyi istememesi. Bu nedenle, konunun uzmanları, hamile kadınlara doğum sonrası depresyonları tanıtmaya büyük önem veriyorlar. Uzmanlar onları bu konuda bilinçlendirmeye çalışarak, erken tedaviyi sağlamak için çaba gösteriyorlar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|