Yıllık 780 milyon dolar cirosuyla önemli bir piyasa payına sahip olan Pınar, farklılığı şeffaflıkla yakalamaya çalışıyor.
Yazarımız Servet Yıldırım yorumladı... Pınar'ın yapmaya çalıştığı, ekonomide yeni başlayan dönemin ruhuna uygun bir adım. Daha önce yaşamadığımız bir dönemden geçiyoruz. Enflasyon düşüyor, iç talep canlı değil. Faizlerdeki düşüşe rağmen firmaların finansman maliyetleri reel olarak hâlâ yüksek ve en önemlisi kâr marjları oldukça daraldı. Dolayısıyla kızışan rekabet ortamında fiyat kırarak müşteri kazanmak artık çok zor. Ayakta kalmak için verimlilik artırmak yani aynı miktarda malı daha az girdiyle üretmekten ve tüketicilerin dikkatini çekecek, memnuniyetini artıracak adımlar atmaktan başka yol yok. İşte Pınar'ın yaptığı da bu. Sadece Pınar değil birçok şirket düşük enflasyon ortamına uyum göstermeye çalışıyor. Son 30 yıldır yüksek enflasyon altında faaliyet gösteren Türk firmalarında çalışan nadir sayıda yönetici eski düşük enflasyon günlerini hatırlıyordur. Üstelik o günlerde ekonominin temel kurgusu da farklıydı. 30 yıl önceki ithal ikameci yapının sonucu olan "ne üretirsen satarsın" durumu artık yok. Bugün piyasaya çıkan her ürünün ciddi yerli ve yabancı rakibi var. O halde ayakta kalabilmek için ürününüzün farklılığını öne çıkarmak zorundasınız. Pınar yeni dönemde rekabetin kalite ve müşteri memnuniyetinde olduğunu bilerek tüketiciye "senin sağlığın benim için önemli" mesajı vermek ve et ürünlerinin beyin ameliyatlarının yapılması için zorunlu olan hijyen ortamında üretildiğini tüketiciye göstermek istemiş.Yaşar Holding CEO'su Hasan Denizkurdu "Üç yıl içinde yeni döneme uyum gösteremeyen birçok firma dökülecek" diyor. Yanılacağını sanmıyorum çünkü diğer ülke örnekleri de düşük enflasyon ortamına geçişte bu tür bir elenmenin yaşanabileceğini gösteriyor. Denizkurdu'nun dediği gibi "Türkiye'de birçok özel sektör firması bugüne kadar birer KİT gibi çalıştılar." Yeni dönem verimlilikte ilerleme sağlayan ve tüketiciye "kral" olduğunu hissettiren firmaların devri olacak.