|
|
İştirak konuşmaktan bankayı konuşmaya sıra zor geldi
Kar henüz İstanbul'u perişan etmemişti. Ama sıkı bir yağmur yağıyordu. Önceki akşam sadece Türkiye'nin değil, bölgenin de en yüksek binasının, yani İş Kuleler'in, 41'inci katına çıktığımızda, hava bu kadar yağışlı olmasa hem Marmara'yı hem de Karadeniz'i görme fırsatımız olacaktı.
Oysa biz her yanı camla kaplı salonda sanki bulutların üstünde gibiydik. Gördüğümüz tek şey gri bulutlar oldu. Genel Yayın Müdürü Ergun Babahan, yazar ve yöneticilerden oluşan ekibimiz, bu kez İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince ve genel müdür yardımcılarının konuğuydu.
Ersin Özince, İş Bankası Grubu'nu anlatmak için söze başladığında, doğal olarak konuyu bankaya getirmesi o kadar çabuk olamadı. Ne de olsa, İş Bankası, finansın dışında cam, enerji, telekomünikasyon ve sanayi ve hizmetler alanında faaliyet gösteren 58 şirkette doğrudan, 64 şirkette ise dolaylı iştirak sahibiydi. Haliyle bizim de sorularımız bitmek bilmedi. İş Bankası, iştiraklerinden dolayı hep eleştiri aldığı için, daha önce de dinlediğim Genel Müdür Özince'nin "Bankalar bankacılık yapsın, sanayicilik yapmayı bıraksın" tarzındaki söylemlere sert yanıtlar verdiğini biliyorum.
Yemek sırasında da kimse soru sormadan Özince, "İştiraklerimizden pişman değiliz" diyerek konuya net bir giriş yaptı. Kuşkusuz örneğin iştiraklerden Şişecam'ın başarıları Türkiye sınırlarını çoktan aştığı için Özince'nin bu yorumunu haksız bulmuyorum. Ama tabii bir bankanın da en çok ana işine odaklanmasının en doğrusu olduğunu düşünüyorum. Özince, konuşmasında, "Bunu savunma içgüdüsüyle söylemedim. İlişkilerimiz sürdürmeye müsaitse sürdürüyoruz.
Bizimle birlikte yola çıkanları da değişime davet ediyoruz" diyerek bankanın iştiraklerini savunurken, herkesin merak ettiği, bankacılık yapıp yapmadıkları konusunda da "Vatandaşa en fazla krediyi biz verdik" diyerek spekülasyonları başlamadan bitirmeyi amaçlıyordu. Hükümetin tahminleriyle örtüşen öngörüler yapan İş Bankası da 2004 yılı için yüzde 5'lik bir büyüme tahmin ediyor.
Zaten Özince de konuşmasında, "Biz banka olarak büyümeyi finanse etmeyi hedefliyoruz" diyerek, bu konuda bankanın sıkı çalışacağının işaretini veriyor. Yemekte ilginç anekdotlardan ikisini de bu yazıda aktarmakta fayda görüyorum. İş Bankası Bulgaristan'da yatırım yapmaya karar verdiğinde, hükümet bin dönüm arazi tahsis etmekle kalmamış, arazinin yolunu, ihtiyacı olan gazını, enerjisini ve demiryolunu da yapmış.
Bunun gibi örnekler çok sık yaşanıyor biliyorum ama yine de yabancı yatırımcıları çekmek konusunda Ankara'nın daha duyarlı olması için bu örneği veriyorum. Bir diğer anekdot da merhum Vehbi Koç ile ilgili. Kişisel hesabını İş Bankası'nda tutan Vehbi Koç'un hesabı hep hesap makinesiyle kuruşuna kadar elde hesaplanırmış. Faizi ise bir çek yazılarak elden kendisine teslim edilirmiş. Acaba Vehbi Koç bu çekleri ne yapardı? Vehbi Koç'a yakın olanlar, Vehbi Bey'in muhtemelen bu faizi bağışladığını söylüyor.
|