|
|
Kanserli hastaya psikoterapi desteği
Kadın kanserlerinde hastanın psikolojisi, yaşam kalitesini ve sağ kalım yüzdesini büyük oranda etkiliyor. Kadının kendi yaşam enerjisini olduğu kadar, çevresini, eşini ve çocuklarını da derinden etkileyen kansere, çok deneyimli bir ekip ile karşı koymak fayda sağlıyor
Kadın üreme organları, çok bölmeli bir çekmeceye benziyor. İlk sırada vulva var. Sonra; hazne yani vajina, rahim ağzı (serviks), rahim (uterus), tüpler (tuba) ve yumurtalıklar (over) geliyor. Türkiye'de kadınlarda görülen kanserlerin yüzde 28'i meme kanseri ve bu oran dünya ortalamasıyla paralellik gösteriyor. Kadın kanserlerinin yüzde 40'ı jinekolojik kökenli. Bu kanserler, bazı erken tanı yöntemleriyle, çok erken dönemde yakalanarak, önüne geçilebiliyor. Kadın kanserleri arasında en sık görüleni, çoğunlukla en estetik kaygıyla hareket edilen memede ortaya çıkıyor. Kadın bedeninin bu en alımlı uzvu, kansere yakalandığında, artık daha nadiren de olsa tamamen alınmak zorunda kalabiliyor. Mastektomi (memenin alınması) uygulaması kadında zorlanma yaratan, zor kabullenilir bir psiko-sosyal krize açıyor.
UZMAN YARDIMI ŞART Prof. Dr. Sedat Özkan, çok sayıda kanser hastası ile liyezon psikiyatrisi bilim dalınını öngördüğü oranda çalışmasının verdiği pratikle, çok sayıda gözlem ve deneyime sahip. Cerrahi müdahale öncesinde, psikiyatrik yönden hastanın bu sürece hazırlanmasının önemine değinen Prof. Dr. Özkan, Ameliyat öncesinde, hastaya kaygısını artırmayacak şekilde hastalığının ne olduğu, ameliyatın içeriği ve olası sorunlar en net şekilde açıklanmalıdır. Kuşkusuz ortaya çıkan bu psikiyatrik sorunlar, hastanın uyumunu, yaşam kalitesini, tedaviye yanıtını, hastalığın seyrini ve yaşam süresini etkiler. Psikiyatrik sorunlar yaşayan hastalar, ameliyat sonrasında kemoterapi ve radyoterapi dönemlerinde yardıma ihtiyaç duyabilirler. Bu yüzden, hastanın tedavisi, bütüncül bir yaklaşım içinde sürdürülmelidir" diyor.
|