| |
|
|
Yarına kim kalacak?
Hiç düşündünüz mü? Nasıl oluyor da... Gündelik hayat üstüne kalem oynatanların yazılarından derlenen kitaplar 40-50 yıl sonra hâlâ zevkle okunuyor da... Siyaset üzerine kafa patlatan gazetecilerin makaleleri geleceğe uzanamıyor? Garip bir durum değil mi? Örneğin ben burada Şevket Rado'nun derlemesinden bir iki kere söz ettim. 50-55 yıl önce yazılmıştı o denemeler. Halbuki Rado ile aynı dönemde kaleme alınmış, hükümet ya da muhalefet cenahında fırtınalar koparmış olan yazıları hiç aramıyoruz. İşin ironik yanı ne biliyor musunuz? Gündelik hayat üstüne yazan Rado, kendi döneminde 'ikinci sınıf' kabul ediliyordu. Yaptığı iş prestijli değildi. Ama görüyoruz işte: O birinci sınıfların, o itibar sahiplerinin yazıları çoktan unutuldu. Bunları niye söylüyorum biliyor musunuz? ANAP'ın haline bakıyorum. Partinin barajı aşamaması bir yana, birçok belediyede aday dahi çıkaramadılar. Halbuki çok değil, sadece iki yıl önce ANAP ve Mesut Yılmaz'ın siyaseti üstüne neler neler söyleniyordu. Müthiş derinlikli analizler yapılıyordu. Demek ki hepsi boşmuş. Hepsi palavraymış.
*** Olayın rezil yanı... Dün ANAP'a methiyeler düzenler... Lider zırt dese haberleştirenler... Pırt dese 'ne güzel buyurdu' diye yorumlar döşenenler... Bugün ANAP'ın içine düştüğü acıklı durumdan ders alınması gerektiğini yazmakta. Neyse... Biliyoruz: Onlar geleceğe kalmayacak.
|