|
|
Taş yerinde ağırdır" derler
Geçen sezonun flaş dizisi "Çocuklar Duymasın" kendi kendini nasıl yiyip, bitirdi?
BİR efsanenin çöküşünü üzülerek izliyorum. Geçtiğimiz sezonun en flaş dizisi "Çocuklar Duymasın" ın kendi kendini imha edişini... Dizinin yaratıcısı Birol Güven'i yakından tanıyor ve izliyorum. Vizyonu geniş, yüzü Batı'ya dönük ama asla Batı taklitçiliğine prim vermeyen çağdaş bir yapısı var. Üstelik etrafında strateji konusunda uzman bir ekip de bulunuyor. Ama nasıl oldu da bu kadar büyük strateji hatalarının ortasında yer aldı, doğrusu aklım almıyor. . İlk ve en büyük hata, tamamen "ticari" kaygılarla dizinin atv'den Star'a transfer edilmesiydi. Güven ve ekibi "Nasıl olsa dizinin kemik izleyici kitlesi var. Nasıl TGRT'den atv'ye transfer olup, patlama yaşadıysak, aynı olay atv'den Star'a transfer olunca da gerçekleşir" diyerek "garanti" hissine kapıldı. Eh, transfer rakamları da dudak uçuklatan bol sıfırlı meblağlara ulaşınca, "direnç" iyice zayıfladı ve "aktarma" gerçekleşti.. Ama unutulan bir konu vardı: "Kurumsal kimlik..." Bir dizinin, bir televizyon kanalında tutulup tutulmayacağını aslında izleyici değil, projenin o kurumsal kimlikle kan uyuşmazlığı yaşayıp, yaşamayacağı belirliyor. Star, tıpkı vücudun bir başka insandan alınan organı reddetmesi gibi "Çocuklar Duymasın" ı reddetti. "Meltem" karakteriyle, Pınar Altuğ'nun gerçek karakteri arasındaki çatışma ve Star'ın finans yapısının bozulması da buna eklenince, efsane kendi içine çöküverdi. Star zaten televizyonun fil mezarlığı gibi... "Dadı" başta olmak üzere pek çok dizi, bu kanala geçtikten sonra "mefta" oldu. Ee, boşuna dememişler, "Taş yerinde ağırdır" diye...
|