|
|
|
|
|
|
Dünyayı hizaya getiren 'protokol'
Hangi ülkede olursanız olun, konuğunuzu arabanın sağına oturtuyor, katıldığınız yemek için bir gün sonra teşekkür ediyorsanız, protokolden sınıfı geçtiniz demektir
Bir toplum içinde yaşayan herkesin az ya da çok uyması gereken bazı görgü kuralları vardır. Görgü kurallarından oluşan protokol kurallarının en çok bağladığı kişiler ise genellikle üst düzey devlet erkanıdır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Güney Kore'ye yaptığı son gezi ile yeniden gündeme gelen protokol kuralları, doğru bilindiği ve uygulandığı takdirde bir ülkenin itibarını olumlu ölçüde etkiler. Tüm meslek hayatı boyunca protokol kurallarıyla yaşamak zorunda kalan emekli büyükelçi Kaya Toper, bu kurallara ille de uyulması gerekmediğini ama uyulmasında da büyük yarar olduğu görüşünde. Protokol kurallarının amacının karşı tarafı memnun etmek olduğunu söyleyen Toper, bunun Türk örf ve adetlerine de son derece uygun olduğunu sözlerine ekliyor.
HER ÜLKEDE AYNI Bu kurallar ülkeden ülkeye değişmiyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin, karşınıza aynı kurallar çıkıyor. Genel geçer kurallara şöyle bir bakıldığında ise Türkiye'de protokol kurallarına tam anlamıyla uyulduğunu söylemek pek mümkün değil. Örneğin bu kurallara göre; eğer cumhurbaşkanı, meclis başkanı veya başbakan bir yerde onur konuğu ise diğer bütün konukların o kişiden önce oraya gelmesi ve o ayrılmadan da ayrılmaması gerekiyor. Ama ülkemizde ya bu kural pek bilinmiyor ya da göz ardı ediliyor. Çünkü cumhurbaşkanı içeriye girdikten sonra gelenlerin ya da o ayrılmadan yemekten ayrılanların görüntüleri sık sık basına yansıyor. Cumhurbaşkanı, devlet başkanı, başbakan ve meclis başkanı için geçerli olan bir başka kural ise bu kişilerin gittikleri yerde arabalarının kapısında karşılanmaları. Bunların içinden sadece cumhurbaşkanı, devlet başkanı bir yere girdiğinde, birisi tarafından "Sayın cumhurbaşkanı/devlet başkanı" diye anons yapılır ve içerideki herkes ayağa kalkar. Eğer cumhurbaşkanı/devlet başkanı, başbakan veya büyük elçi davete eşiyle birlikte katılıyorsa içeriye önce kendisi, ardından da eşi girer. Önemle uyulması gereken bir diğer protokol kuralı ise her zaman her yere saatinde gitmek. Bu kurala en çok uyanlar İskandinavlar. Örneğin, buluşma saati 20.00 olarak belirlenmişse, İskandinavlar saat tam 20.00'da içeriye girerler. Doğu ülkelerinde ise genellikle bu durumun tam tersi yaşanır. Zaman zaman buluşmaya yarım saat bile geç geldikleri görülebilir. Protokol kuralları kapsamında sıklıkla yapılan hataların başında davet yapma ve davete cevap verme gelir. Eğer davet edilen kişi devletin ileri gelenlerinden biri ise ilk önce davet yapan kişinin şahsen telefon edip, yemeği onurlandırıp onurlandıramayacağını sorması gerekir. Ardından, sağ köşesine "hatırlatmak için" yazılmış davetiye çağrılan kişiye gönderilir. Davet alan kişi genelde bir çiçekle teşekkür eder. Çiçek ya önceden gönderilir ya da davetli kendisi götürür. Eğer çiçek elde götürülecekse büyük bir çiçek yerine, küçük bir buket tercih edilmesi daha doğru olur. Örneğin, bir yemeğe çağrıldıysanız ve yemeğin ardından teşekkür etmek istiyorsanız, hemen ertesi gün değil de bir ertesi gün ya bir mektupla ya da bizzat kendiniz telefonda teşekkür etmeniz gerekir. Davete katılırken dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri de kılık kıyafet. Eğer yapılan çağrıda smokin zorunlu tutuluyorsa, smokin giymek şart. Davet akşamsa kesinlikle açık renk bir elbise giyilmez, her zaman koyu renk tercih edilir. Beyaz çorap ise günümüzde hemen herkes tarafından olduğu gibi protokol tarafından da hoşgörüyle karşılanmaz.
KADEH YEMEKTEN SONRA KALKAR Yemeklerin değişmez bir başka ritüeli de kadeh kaldırmadır. Tarihi Sümerler'e kadar dayanan kadeh kaldırmanın kabul edilen genel açıklaması ise, insanoğlunun kendisini yaratan Tanrı'ya sunumda bulunmak istemesi ve şükranlarını sunmasıdır. Resmi ziyaretlerde kadeh yemekten sonra kaldırılır. Yemekten önce genellikle viski, votka, cin tonik gibi alkollü içkiler içilir. Yemekte ise başlangıç beyaz şarapla yapılır, ardından et yeniyorsa kırmızı şarap, balık yeniyorsa yine beyaz şarap ile devam edilir. Yemekten sonraki kadeh kaldırma ise genellikle şampanya ile yapılır. Ama kadehin içinde ille de alkollü bir içkinin olması şart değil. Kadehin içine meyve suyu da konulabilir. İçinde ne olursa olsun, konukların mutlaka kadehlerini kaldırıp, tokuşturması ise nezaket gereğidir. Dilerse içeceğinden yudum almadan kadehini masasına geri koyabilir. İlk yudumu kimin alacağı ise çok önemli değildir ama genellikle misafir ve ev sahibi aynı anda alır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|