| |
Derviş nereye koşuyor?
Kemal Derviş kulisleri bir kez daha dalgalandırmayı başardı. İddianın bini bir para, biri tedavülden kalkmadan yenisi sürülüyor. En yaygın, en uzun ömürlü senaryo şu: Derviş 28 Mart yerel seçimlerinden sonra bir grup milletvekiliyle CHP'den ayrılıp parti kuracak. Ercan Karakaş, Doğan Taşdelen, Seyfi Oktay, Kazım Sönmez ve Halil Ergün gibi solda ağırlığı olan isimlerin YTP'den istifa etmeleri ve "Seçimden sonra sosyal kesimde yeni arayışlar gündeme gelecek" demeleri de bu senaryoyu destekleyen ilk somut gelişme sayılıyor. Derviş'in epey süredir CHP Genel Merkezi'ne uğramaması, kıyametlerin koptuğu aday belirleme toplantılarına katılmaması da söylentileri körüklüyor. CHP lideri Baykal'a bakarsanız, herhangi bir sorun yok; Kemal Bey "Disk kayması" nedeniyle ortalıkta görünmüyor. Baykal son olarak önceki gün NTV'de bu gerekçeyi bir kez daha tekrarladı, "Şu anda fizik tedavi görüyor. Bir dönem kıpırdayamaz halde" dedi, ekledi: "Bunu başka türlü yorumlamak için hiçbir veri kimsenin elinde yok. Ama herkesin kafasında klasik siyasi oyunlar diye böyle şeyler var. O oyunlar bizde işlemiyor..." Yeni bir parti imkansız Oysa Baykal'ın "Yerinden kıpırdayamayacak durumda" dediği saatlerde, Derviş seçim bölgesi Kadıköy'de bir panelde konuşuyor, "Parti kuracak mısınız" soruları üstüne "Bazıları hayal kuruyor, yok öyle şey" diyordu. Bizce de öyle birşey yok. CHP'den ayrılıp parti kurmak Derviş'in aklının ucundan bile geçmiyor. Çünkü Derviş parti kurmak isteseydi, bunu kamuoyunun olağanüstü desteğini arkasına aldığı 2002 yazında yapardı, İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan'ı ortada bırakmazdı. Çünkü sürekli soldaki bölünmüşlük, parçalanmışlıktan yakınan, birliktelik çağrıları yapan Derviş kendi partisini kurarak, iki yıldır tekrarlayageldiği söylemini reddedecek kadar acemi de değil, oportünist de. Çünkü, siyasi konjonktür yeni bir siyasi partiye, hele solda yeni bir harekete kesinlikle elverişli değil.
Darbe mi, devrim mi? Ancak tüm bu "çünkü"ler Derviş'in bir kenara çekildiği ya da çekileceği anlamına gelmiyor. Bize göre, onun başka bir planı var. Bunun ipuçlarını, iki hafta önce İzmir'de işadamlarıyla yaptığı toplantıda verdi. Şöyle diyordu: "CHP'nin şiddetle yeni düzenlemelere ihtiyacı var. CHP ulus devlet geleneği ile sosyal demokrasi düşüncesi arasında sentez oluşturmalı. Türk sosyal demokratları bu sentezi başarmalı. Ortanın solunu toparlamak ve kitle partisi çıkarmak gerekir." Bu cümleler, iki hedefli bir hazırlığın mesajlarını içeriyor: CHP yenilenecek, merkez sol bütünleşecek. Derviş'in sözünü ettiği sentez İngiltere Başbakanı Tony Blair'in "Üçüncü Yol" diye tanımladığı "Yeni Sol"a dayanıyor. Yani sol ve liberal değerlerin buluşturulması. Bir başka deyişle, kapitalizm ve sosyalizmin yararlı unsurlarının birleştirilmesi. Blair, Sosyalist Enternasyonal'in 21'inci kongresinde bu sentezin yükseldiği temelleri şöyle saydı: "Dayanışma, sosyal adalet, topluluk bilinci, fırsat ve sorumlulukların birlikteliği." Derviş "Üçüncü Yol"un Türkiye versiyonuna "Liberal Sosyal Sentez" adını verdi, unsurlarını da "Güçlü bir pazar ekonomisi, sosyal adalet ve sosyal duyarlılık, etkin devlet" diye sıraladı. Ancak bu sentezi parti politikasına dönüştürmek için girdiği CHP'de, yine kendi ifadesiyle, "Popülizmi solculuk, içe kapanmayı milliyetçilik sanan" bir kadro buldu. 28 Mart'ta CHP sandık faciasıyla karşılaşırsa, Derviş bu kadroları tasfiye hareketi için aradığı fırsatı yakalamış olacak. Başarırsa da ilk iş olarak herhalde partinin adını değiştirecek: "Yeni CHP." Çünkü Blair de önce İşçi Partisi'nin adına "Yeni" sözcüğünü eklemişti!..
|