| |
Demirel'e seçimi de Beşiktaş'ı da sorduk..
Dün sabah 9'uncu Cumhurbaşkanı Demirel'in konuğuyduk.. Bir saat süren ufuk turunun ilk konusu yerel seçimlerdi..
Ancak ilk kez bir seçim öncesi kim kazanır, kim ne kadar oy alır sorusuna yanıt aramıyorduk..
Çünkü ülkede esen hava belli.. AKP büyük bir farkla birinci parti olacak.. Peki böyle bir tablonun siyasi sonucu ne olur? Muhalefetin erimesi ne tür sakıncalar yaratır?
Demirel'e ilk sorumuz buydu.. Demirel 'İktidarın yeteri kadar gücü var, fazla güce ihtiyacı yok' diyerek söze başladı.. Çok önemli bir noktaya dikkat çekti..
O da şu.. Demirel diyor ki; "3 Kasım seçimlerinde siyasal istikrar sağlandı ama temsilde adalet zedelendi. AKP yüzde 35 ile Meclis'te yüzde 65'lik çoğunluk kazandı. Tüm seçmene baktığımız zaman AKP'nin oyu yüzde 26. Hükümetin başarısı sürdükçe bu adaletsiz tablo tartışılmaz. Ama en küçük bir duraklama bu konuyu gündeme getirir ki bu da hükümet için sıkıntı yaratır. Yerel seçimlerde AKP'nin yüksek oranda oy alması, bu boşluğu doldurur. Gediklerini kapatır.. Tartışmanın önünü keser."
Peki daha da güçlenen iktidar nasıl davranır? Yönetim anlayışını, konulara yaklaşımlarını değiştirirler mi?
Demirel '1954-57 dönemine dikkat edin' diyerek bir anlamda Demokrat Parti iktidarının uygulamalarını hatırlattıktan sonra şu uyarıları yaptı:
"Siyasal iktidarlar ellerindeki gücü hazmederlerse başarılı olurlar. Tek parti iktidarları eleştirilere tahammül göstermeyi bilmeliler."
9'uncu Cumhurbaşkanı 40 yıllık deneyimiyle AKP iktidarını bu sözlerle uyarıyordu.. Bir anlamda iktidar sarhoşluğuna, güç sarhoşluğuna kapılmayın diyordu..
Ama söylediği şu sözü AKP kurmayları tartışmalı, yeni stratejilerini belirlerken hep hatırlamalı..
O söz de şu: "Bazen fazla güç de iktidarların başına dert açar."
Geçelim muhalefete.. Çünkü muhalefet de iktidar kadar önemli.. Hatta çok daha önemli.. Çünkü muhalefet olmadığı zaman o rejimin adı demokrasi olmuyor..
Muhalefet erirse ne olur? Demirel'in bu konudaki yaklaşımı çok farklı.. Ona göre muhalefet yapmak için sayısal güç aramak gereksiz..
Yani bir anlamda 'Kimse sayı azlığının arkasına sığınmasın. Az sayı ile etkin muhalefet yapılabilir' dedi..
DYP'nin 1987-1991 yıllarını örnek gösterdi.. Demirel'in gündeminde Kıbrıs da vardı.. O iki toplumu yeniden iç içe sokmanın yanlış olacağı görüşünde.. Çünkü ileride aynı sıkıntıların doğabileceğine inanıyor..
Peki ne olur? Ada'dan uzlaşma çıkar mı? Demirel'e göre, iki lider anlaşamaz, sonunda Annan'a giderler..
Demirel'i bulmuşken Beşiktaş'ı sormadan duramadık.. Demirel'e göre Beşiktaş'ın şampiyonluğu kesin.. 'Hiçbir güç Beşiktaş'ın şampiyonluğunu engelleyemez' diyor..
Beşiktaş'ın sıkıntılı bir dönem geçirdiğini de kabul ediyor.. Ama şu tarihi sözü etmeden de duramıyor: "Gerçek taraftar ile gerçek partili zor günde belli olur."
|