| |
İktidarın morali de neşesi de yerinde..
İstanbul'da görev yapan gazeteciler zaman zaman Ankara'ya giderek siyasetin havasını koklamaya çalışır.. Çünkü İstanbul'un Türkiye'ye bakışı ile Ankara'nın bakışı farklıdır.. Öncelikleri aynı değildir.. Öncelikler, tercihler son 10 yıldır çakışmadığı için siyaset, kurum olarak dibe vurdu, partilerin büyük bölümü toprak altında kaldı.. Şimdi karşımızda alışık olmadığımız yepyeni bir yapı var.. Anayasayı bile değiştirecek kadar güçlü iktidar dönemini yaşıyoruz.. Ama ne kadar güçlü olursanız olun bazen elinizde olmayan etkenler iç ve dış sorunları çözmenizi engeller.. Eliniz kolunuz bağlanır.. Hareket alanı bulamazsınız.. Bu önce moral bozukluğuna, sonra umutsuzluğa, isteksizliğe neden olur.. İş yapma heyecanı yitirilir.. Sonuç dağılmadır.. Peki AKP iktidarı ne durumda? Ankara'da 2.5 gün kaldım.. Başbakan Yardımcısı Gül, Adalet Bakanı Çiçek, İçişleri Bakanı Aksu, Bayındırlık Bakanı Ergezen, Sanayi Bakanı Coşkun, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Babacan ile konuşma fırsatı buldum.. Yani iktidarın nabzını tutmaya çalıştım.. Hiç siyaset konuşmadık.. Kıbrıs konusuna da hiç girilmedi.. Günlük, rutin, havadan-sudan diye nitelendireceğimiz tatlı sohbetler yaptık.. Örneğin, Babacan ile çocukluk dönemimizin anılarında kalan kuruşu konuştuk.. Kaç kuruş okul harçlığı aldığımızı, o harçlıkla ne yaptığımızı anımsamaya çalıştık.. Konuşurken bütün bakanların davranışlarını, hareketlerini tahlil etmeye çalıştım.. Hemen hepsi çok neşeli.. Müthiş moralli buldum.. Daha önce de bu tür turları çok yaptım.. Siyasette işler iyi gitmezse, bu durum bakanların, parti yöneticilerinin yüzüne hemen yansır.. Söylemeseler bile sıkıntılı havayı hemen hissedersiniz.. Siyasette sıkıntı varsa Ankara'nın havası da kasvetlenir.. Bu kez tam tersiydi.. Bakanların gözlerinin içi gülüyordu.. Bunun iki büyük nedeni var.. Birincisi yerel seçim nedeniyle AKP yönünde esen rüzgar.. Aday olmak isteyenlerin yarattığı izdiham bile seçim sonucunu tahmin etmeye yeter.. Moral dopinginin birinci nedeni bu.. Ama ikincisi çok daha önemli.. Kıbrıs'ta yeniden görüşmelerin başlaması, Kıbrıs sorununun çözüm yoluna girmesi iktidarı rahatlatmış.. Derin bir nefes aldırmış.. İnanç şu.. Kıbrıs sorunu 1 Mayıs'a kadar çözülecek.. Türkiye AB'den tam üyelik için müzakere tarihi alacak.. Müzakereler 2005 yılının başında başlayacak.. Türkiye yelkenlerini yeniden şişirecek, yatırım havası doğacak.. Doğrudan gelen yabancı sermaye milyar dolarları bulacak.. Bu, düne kadar beklentiydi.. Temenniydi.. Bugün ise değil.. Bu güzel senaryonun sahneye konulmaması için bir neden yok.. Ankara turunun bir cümle ile özeti şu: İktidar kanadının morali yerinde..
|