| |
Üniversiteli AB'ye karşı olabilir mi?
Önceki akşam Genç Bakış programında üniversiteli gençleri izledim.. Çok ama çok şaşırdım.. Çoğunun kafası karışık.. Bir bölümü resmen AB'ye karşı.. Programın sonlarına doğru Mehmet Ali Birand dayanamadı.. 'Çocuklar.. On yıl sonraki AB üyeliği benim işime yaramaz.. Bana bir fayda getirmez.. Benim yaşım ilerledi.. Bundan siz yararlanacaksınız.. En büyük yararını siz göreceksiniz.. Niye karşısınız anlamadım'dedi Gençler neden karşı ben de anlamadım.. 18-20 yaşındaki bir genç AB'ye neden karşı çıkar? Globalizm korkusundan mı? İyi eğitim alamayacağını, hiçbir zaman AB'li yaşıtları ile yarışa giremeyeceğini düşündüğü için mi? Yoksa bilgi eksikliğinden mi? Ortada tuhaf bir durum var.. Eğer Türkiye bundan on yıl sonra tam üye olursa, bunun getireceği olanaklardan en çok bugünün gençleri yararlanacak.. Bugün ilk okulagiden çocuk, üniversite çağına gelince kendini Avrupa'nın içinde bulacak.. Bugün liseye giden genç on yıl sonra iş hayatına başlarken karşısında Avrupa perspektifi de olacak.. Az buz şey mi? Veya bugün üniversitede okuyan gençlerin önüne sınır ötesi imkanlar da konulacak.. AB ile gelecek yeni yaşam gençleri korkutmamalı.. Yaşı 45'in üstünde olanlar uyum sağlayamama endişesi taşıyabilir.. İşlerini kaybetme, alışık oldukları düzeni yitirme kaygısı duyabilirler.. Onlara hak veririm.. Ama 18 yaşındaki bir gencin AB'ye tepkili olmasının anlaşılır bir tarafı yok.. Kıbrıs'ta durum tam tersi.. Kıbrıslı gençler Annan Planı'na destek veriyor.. Çünkü onlar çözüm istiyor, çünkü onlar AB'ye girmek istiyor.. Çünkü onlar AB'nin gelecekleri olduğuna inanıyor.. Yaşlılar ise, çözüme, uzlaşmaya karşı.. Bu hayat bu şekilde sürsün ve bitsin istiyorlar.. Gençleri izlerken bir konu daha dikkatimi çekti.. Çoğu Kıbrıs'ta olan bitenden habersiz.. Savundukları fikirleri oluşturan temel argüman kulaktan dolma bilgilerin ötesinde değil.. Hala konuya maç havasında bakıyorlar.. Böyle baktıkları için de milliyetçi bir söyleme sığınıyorlar.. Ama sığındıkları milliyetçi söylem çoğu zaman gerçekçi olmuyor.. İster istemez afaki sözlerle, hamasi söylem ön plana çıkıyor.. Tartışma ana ekseninden çıkarak vatanseverlikle- vatan hainliği noktasında kilitleniyor.. Siz hiç; 'Kıbrıs'ı Rumlara verelim.. Ülke ne duruma düşerse düşsün yeter ki AB'ye girelim' diyen bir politikacı, bir devlet adamı gördünüz mü? Bu görüşü savunan bir kişi duydunuz mu? Hayır.. Ama gençlerin tartışmasına bakıyorum sanki böyle birileri var.. Onlar da bu sanal kişilere karşı çıkmak için var güçleriyle mücadele ediyor.. Herkesi kastetmiyorum.. Ama üniversite gençliğinin temel sorunlarından biri de okumamaları.. Bu nedenle donanımlı tartışmalara ne yazık ki çok az tanık oluyoruz..
|