|
|
|
|
Bir saatliğine ülkeyi yönettiler
Üçü de birer birer göçüp gitti aramızdan... Cem Karaca, Barış Manço ve Fikret Kızılok'un yalnız sesleri ve müzikleri kaldı geride. Yıllar önce bir radyo programında da bir saatliğine de olsa 'başbakan' olmayı kabul edip ülkeyi yönettiler
Barış Manço Artık hepimiz arsa almayı bırakıp köyümüze dönelim * Başbakanlığınızla, kısır siyasi çekişmeler yerine, herkesin uzun süreli, programlı, istikrarlı yaşayabileceği bir düzen oluştu diyebilir miyiz? Türkiye'de yasal olarak iki tane, bir de yasal olmayan 25 milyon çocuğum var, bana Barış ağabey diyen. Dolayısıyla onlar açısından bakınca kısır çekişmelerden, son derece can sıkıcı para ve çıkar ortaklığının konuşulmadığı günler gelir. Benim sünnet giysim olmadı. Ayrıca çocukluğumda oyuncağım da olmadı. Harbin tam ortasında doğdum. Ben 1943 doğumluyum. Rahmetli babamın bana Barış adını koymasının nedeni, yeter artık savaş kavga, şu barış gelsin arzusundan kaynaklanan bir Barış olması gerekiyor. Benden daha yaşlı bir Barış olduğunu sanmıyorum. Türkiye'de ilk Barış adını ben almışım. Ekmek karnesi zamanında dünyaya geldiğimiz için.
* 68 kuşağı için ne düşünüyorsunuz? 68 kuşağı hakkında hiç iyi şeyler düşünmüyorum. 68 kuşağı misyonunu yanlış yapmıştır. O zaman için doğru olmuş olabilir.
* Herhangi bir el işaretiniz olacak mı? Bütün partiler ideolojik kuruluşlar, öyle çok parmak kullandılar ki parmak kalmadı. Benim işaretim vakti zamanında yaptığımız zafer işareti. Bu Churcill'in 2. Dünya Savaşı'nda yaptığı Peace Sign 68 kuşağının dostluk işaretiydi sonra bozkurtların kulakları oldu bu işaret. Sonra metalciler kullandı ve sonra Neron'un bravo işareti oldu.
* Ankara Belediye Başkanı'nın sanat eserlerine karşı takındığı tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sanat konusunda birilerinin karar vermesine baştan beri karşıyım. Bunlar üretilen şeylerdir. Sanat eseri olmasına tarih karar verir. Bana göre bir meydana konan yapıt toplum memnunsa orada kalmalıdır. Bir örnek verecek olursam 1.5 yıl önce Tataristan'a gittim. Eski Sovyetler Birliği'nde, başkent Kazan'ın Moskova'ya 800 km daha doğuda olduğu Ural Dağları'nın eteğinde bir cumhuriyet. Orada bütün meydanlarda Lenin heykelleri vardır. Tatarların bir atasözü vardır: "İyi yerler boş kalmaz" derler. 'Burası Tataristan'ın en güzel yerleridir' dediler. 'Peki Lenin'i kaldıralım da yerine neyi koyalım?' dediler. 'Zaten Lenin öldü bize zararı da yok, varsın burada kalsın' dediler. Bir yere konmuş bir şeyi kaldırmanın anlamı yok. Fetvalarla o heykeli kaldıramazsınız.
* Mal varlığınızı açıklar mısınız? Yüzük. Birkaç tane daha emre hak vaki oldu diyelim. Mal varlığımı açıklamam insanların kişilik haklarına saldırıdır. 'Sen onursuzsun, sen potansiyel bir hırsızsın, yarın nasıl olsa çalarsın şimdi çalmadan söyle bakalım' diye yargılamaya sorgulamayı onur kırıcı buluyorum. Son derece onur kırıcıdır.
* İstanbul'un hava kirliği hakkında ne düşünüyorsunuz? O kömürleri alan başbakan mı? Hepimiz köyümüze dönelim. Ben Kadıköy'e döneyim. Arsa almayı hiç düşünmedim. Kadıköy'deki bankaya para yatırdım. Moda'daki tarihi eseri alıp onarmayı tercih ettim. Kendi evimin kapıcısı olarak sabah kalktım ekmeğimi aldım. Ben köyüme aşık bir insanım. Herkes köylerine aşık olabilseydi asırlar önce bugün "Hadi gel köyümüze geri dönelim" şarkısını söylemezlerdi. Atatürk'ün yapmak istediği de buydu zaten. O Köy Enstitüleri onun için kuruldu. Ben Fakir Baykurt'un büyüttüğü bir insanım. Günün birinde Ferdi Tayfur da başbakan olursa o kendisi daha iyi açıklayacaktır.
Fikret Kızılok Oturdum mu 40 sene kalmalıyım * Nasıl bir başbakan olursunuz? Ben başbakanlığı bir kere ilke olarak kabul etmiyorum, çünkü ben padişahlık taraftarıyım. Şimdi bu cumhurbaşkanlığı değil, padişanlık da değil. Ama cumhurşahlık olabilir. Yani ben oturdum mu otururum, kalkmam öyle kolay kolay. 40 sene kalmalıyım ben. Siz başbakanlığı verirseniz bana, ben 4 sene sonra, 2 sene sonra kalkacağım, hoş bir şey mi şimdi bu? Oturmak isterim ben burada. Kabul mü? Bir kere demokraside anlaşalım. Çünkü demokrasi gereksiz bir kurum, gerçekten gereksiz. Neden? Birleşmiş Milletler'de IQ'larla, insan zekasıyla ilgili bir araştırma yapılmış. İnsanlığın yüzde 82'si malul durumda. Yani hiçbir şeyden haberi yok. Mesela araba kullanıyor ama araba nasıl gidiyor bilmiyor. Bir gaza basıyor ama içinde ne çalışıyor, nasıl gidiyor bilmiyormuş. Ampulü hepimiz kullanıyoruz değil mi? Nasıl oluyor da ışık geliyor. Dünyanın yüzde 82'si bilmediğine göre bu işleri, güzel bir enayiler cumhuriyeti kurulabilir dünyada. Bizim işimiz yüzde 82 ile yüzde 18 anlıyorsa onları saf dışı bırakacağız. Yüzde 82'si ile bir cumhuriyet kuruyoruz.
* İlk icraatınız ne olacak? Ben bir teklif verdim. 1314 sayılı 'Yürü ya kulum' kararnamesi var. Bazı bölümler kapalı kaldı. Ne olduğunu anlayamadık. Ben onlarla uğraşmak istemiyorum. Bir başbakan döneminde yapıldı mesela o, ama isteklere cevap vermiyor. 1314 sayılı kanunu değiştiriyorum. Buna , 'yürü ya kulum kararnamesi' adını koyuyorum.
* Mantar gibi üreyen popçular için ne düşünüyorsunuz ? Az önce bahsetmiştik ya, dünyanın yüzde 82'si hiç bilinçlenmemiş. Onları bırakın kendi kendilerine yaşasınlar, mutlu olsunlar. Onlar ne kadar düşünüyorsa, o kadar şarkı yapsınlar. Bırakın o insanları, lütfen bırak kardeşim çünkü bizim de işimiz var, oradan biz de yüzdemizi alıyoruz. KDV geliyor oradan bize. Bırakın pop söylesinler. Popçulardan, yaptığım yeni düzenleme ile yüzde 23 geliyor bize oradan.
* Meclisinizde çiğ köfte olacak mı? Kabinenizi açıklar mısınız? Biz yemezsek bu işi yapamayız. Tabii ki yiyoruz. Bunu biz yanlara da yukarı da atıyoruz, yavaş yavaş düşer o, tutuyorsa o zaman yeriz. Enflasyonu yüzde 250'den aşağıya tutturmamak üzere indirme bakanlığı var, onu da sadrazamın sağ tarafına bıraktım. Dışişlerinde var mesela ama o Memiş değil, Mem'iş. Hurafeler sorumlusu da Memiş. Bir de Dün Dündür Bugün Bugün Müdürlüğü'nü koydum. Bir de azimetten sorumlu bir bakanlık var. Mecburum koymaya, olmaz öyle cart git Meksika'ya olmaz. Nereye gidecekse ben bilmeliyim. Bir de Olacak İşlerle Olmayacak İşler Bakanlığı var. Tanju'yu Kurtarma Genel Müdürlüğü var. Şimdi Ne Olacak Bakanlığı var, Batık İşler Bakanlığı da var. Yani 226 tane de bakanlık koydum. Bu sistemle ben rahat edeceğim. Enflasyon zaten direk yüzde 250'den başlıyor. Halkı ne yapayım. Yemek yiyemiyorsa halk pasta yesin kardeşim.
Cem Karaca Tatlıses'i kültür bakanı yapacağım * Başbakan olunca ne gibi değişiklikler yapmayı düşünüyorsunuz? Şereflikoçhisar'ı il yapıyorum. Gaziantepliler, Şanlıurfalılar kadar onlar da şerefli oldukları için onlar da il olmalıdır. Bu başbakan koltuğunda bir şey var. Mutasyona uğradım. Ses tonum falan değişti. Genelde öyle değilim. Bana çok politik sorarsanız ben de politik ses tonumu kullanırım. Başbakanlığımda, yolun başında "bol cekli caklı sözlerle bismillah demek, sonra onların hepsini, geçmiş geçmiştir diyip" unutup vaatleri yerine getirmek. Ama biz böyle olmamak amacındayız. Zira biz politikanın bir ikbal değil hizmet müessesesi olduğuna inanan bir kuşağın temsilcileri olarak ve de rock'ın faziletine inanan kişiler olarak "rock'n roll" bir politika güdeceğiz. Rock'n roll; sallan yuvarlan' demektir ve sanırım, son yarım yüzyıldır Türkiye rock'n roll politikası ile yönetilmektedir. Biz de sallanıp yuvarlayacağız.
* Türkiye'yi nasıl bir gelecek bekliyor? Türkiye'nin önü açıktır. Benim kuşum, benim çiçeklerim, benim ağaçlarım özgürdürler. Merak edecek bir şey yoktur. Bir ponpon topuyla karşılaştırıldığında sansürcü zihniyet habib gibi yapışır yere kalır. Memleketin ali çıkarları doğrultusunda, her şey fazla birlik beraberlik gerek. Biz muhalefetteyken her şey söylenebilir. Ama biz iktidara geldiğimizda her şey söylenmese de olur. Eskiden devr-i Osmanlı'da 7 kandilli selam verilirmiş el 7 kere el aşağıdan yukarıya döndürülerek selam verilirmiş onları aştık. Gövdeler popo istikametinden minimum 45 derece eğilerek, iki elle sarılarak bir büyüğün elini öpmek, anane, gelenek, göreneklerimiz kaçınılmaz bir parçası olarak sürmektedir. Ne kadar açıyı çoğaltırsanız, ne kadar daha fazla eğilirseniz sevgi, saygı ve bağlılığınız ortaya çıkar. Tabii insanın devletinin büyüklerine saygılı, sevgili olmasının da mahsuru yoktur canım.
* Nasıl bir müzik grubu kurardınız? Mesela Başkan Clinton saksofon çalıyor (Pek o kadar yetenekli değil ama), Mick Jagger da İngiltereye Başbakan olursa, yahut Eric Clapton olursa onu gitarist olarak düşünüyorum, Jean Michel Jarre, Fransa'ya bir şeyler olursa onu klavyede düşünüyorum. Phil Collins İngiliz ya da Amerikan hükümetlerinde bir yer alırsa, onları almaya düşünüyorum. Adriyatikten Çin Denizi'ne kadar engin bir kültürel coğrafya üzerinde söz sahibi olan bir ülkenin başbakanı olarak, Collins gibi bir davulcum olması lazım ki çalabileyim. Yoksa devletin yüksek itibarını zedelemiş olur bu durum.
* Kabineniz kimlerden oluşur? Kabinemin üyeleri dışarıdan da alınabilir. Meclis çatısı altından alınabilir diye bir şey yok. Köşebaşındaki bir mahalle kahvehanesine gideceğim. Özellikle emekliler arasından; 4 tane dışişleri bakanı 3 tane içişleri bakanı, 5 tane maliye bakanı, 8 tane adliye bakanı gibi bu konuda uzman kişiler var. Her mahalle kahvesinde o kadar yetkin ve engin dışişleri bilgisine sahip hatta milli savunmaya da hakim vatandaşlar var ki. Onlar şöyle başlarlar 'Oradan Alamanı İngilizin üstüne saldın m,ı Japonu da Fransız'la kapıştırdın, fitili de verdin mi oradan bilmem neye bak, ne oluyor dünyanın hali' diye. İşte onların engin tecrübelerinden faydalanmak gerekir.
* Kültür bakanı kim olacak? Halkımızın yükselen değerlerine ve beğenilerine saygı duyan biri olarak kültür bakanı konusunda kahvehaneye başvurmayacağız. İbrahim Tatlıses ya da Müslüm Gürses'e bu görevi vermeyi düşünüyorum. Ama kararsızım. Henüz kararımı vermedim. İkisi için referandum yaptıracağım, yalnız referandumun yapılacağı gün içişleri ve maliye bakanımdan rica edeceğim, jilet satışının yasaklanmasını isteyeceğim.
* İcraatın İçinden adlı kaset yapacak mısınız? 1978 yılında Türkiye'den ayrılmadan önce yaptığım albüm, Safinaz çıktı. O kasedi alabilirsiniz.
* Mal varlığınızı açıklar mısınız? Açıklayayım efendim. Annemden tevarüs etmiş olduğum iki adet kat, eşimin üstüne kayıtlı bir adet 77 model Citroen araba, iki adet hasır, bir tane tavşan tüyü, bir tane deve tüyü, altı yedi adet şapka, dört çift ayakkabı.
* Sizden sonra kim başbakan olur? Benden sonra, Erkin Koray olabilir mesela. İlahi bir başbakan... Barış Manço olabilir.
Adnan Tönel
|
|
|
|
|
|
|
|
|