Postbank nereden çıktı?
Kamuya ait banka olur mu? Olmalı mı? Akıntıya kürek çekenler hariç, hemen herkes kamu bankalarının kapatılmasını/satılması istiyor. Sahi, IMF ile "kurtuluş" anlaşması yapan ve IMF kaynaklarını sonuna kadar emen Türk hükümetleri Ziraat ve Halk Bankası'nı satma sözü vermediler mi? Peki bu Postbank, diğer adıyla PTTBank ne anlama geliyor? Biliyorum. PTT'nin yeni misyonunu anlamamakla suçlanacağım. PTT'nin sosyal bir görev üstleneceğinden bahsedilecek. En güçlü argümanları şu: "Bankaların gitmediği bölgeler var. Oralarda hizmet vereceğiz, bankacılık yapacağız" Bu bankada, çek hesabı açılarak (vadesiz mevduat hesabından farkı yok) talimatla harcamaların ödenmesi mümkün, kredi kartı, cep telefonu, su, elektrik faturalarını buradan ödeyebilirsiniz. Hatta eğer izin verilirse (başvurmuşlar) devlete ait Hazine Bonosu ve devlet tahvilleri ve yatırım fonları satacaklar.1.100 merkez, 2 bin 400 şube, bin 100 adet acenta ile çalışan PTT ile kim nasıl rekabet edecek merak ediyorum. PTT'nin 5584 sayılı Posta Kanuna göre tasarruf işlemleri gerçekleştirmeden, bankacılık yapabileceğine ilişkin hükümler var. Şimdi gerekli olan şey, Bank ismini almak. Gerisi kolay... Adım gibi eminim, birkaç yıl geçmeden bu bankaya mevduat toplama izni de verirler. Çok değil 10 yıl sonra da "Postbank'tan nasıl kurtulacağız" diye stratejiler geliştirmeye başlarız. Hatırlatmakta fayda var. Bankacılık krizinin Hazine'ye yani topluma görünen maliyeti yaklaşık 46 milyar dolar olmuştu. Bu rakamın 28 milyar doları Ziraat ve Halk Bankası'nın açıklarını kapatmak için kullanıldı. Açıkları temizlenen kamu bankaları, istediği an dengeleri bozabilecek varlıklarıyla bankacılık yapıyor. Örneğin Ziraat Bankası, 3 katrilyon liranın üzerinde resmi mevduata sahip. Vadesiz resmi kuruluş mevduatının maliyeti yoktur. Tam tersi bankaya ayrıcalık sağlar. Şimdi Ziraat Bankası kamu olduğu için elde ettiği ucuz kaynağı kullanarak tüketicilere en düşük faizli kredi verince ne yapacağız? Alkışlayacak mıyız, rekabeti bozduğu için eleştirecek miyiz? Kim ne derse desin, iktidara gelen her hükümet, kamu bankalarına şöyle bir el atıyor. Koalisyon partileri, hangi kamu bankasının hangi partiye bağlanacağını tartışmıyor muydu? İktidara gelen cilalı laflar etmeye bayılırlar: "Bankayı halk adına dürüst yönetime kavuşturacağız. Yolsuzlukları ortaya çıkaracağız. Yetimin hakkını yedirmeyeceğiz. Biz herkesten iyi yöneteceğiz..." Aslında hepimiz kurtlara kuzu teslim edildiğini biliriz. Kanımca, Postbank, piyasaya giren en taze kuzu olacak! (Dün Bankalar Birliği toplantısına Postbank'ın yöneticileri de katıldı. Yöneticiler amaçlarının bankalarla rekabet olmadığını söylemiş. Ama övündükleri en önemli nokta en düşük havale ücretini kendilerinin alması. Postbank'ın ilk reklamında "Vatandaşa bankalara gitmeyin" iması çıkabilir! Ucuzluk kötü mü? Elbette değil. Ama kamu kaynağı ve imkanı ile hovardalık yapanlar sonuçta hem bizi, hem de özel sektörü batırmıyor mu?)
|