| |
|
|
'Neredesin Firuze... Ya evde yoksan
Hani bir şey yanı başında durur da... Bakıp da görmezsin. Sesi bir kulağından girip diğerinden çıkar... Omuzun dokunur belki, fark etmezsin. Sonra, bir gün jeton düşer. Düşer ama kendine kızarsın, en azından geçen yıllara acırsın. 'Ya Evde Yoksan'da da böyle oldu işte. Biliyorsunuz, 'Neredesin Firuze' filminin 'hit' parçası. Filmi görmemiş olsanız dahi reklamlarında ya da fragmanlarında izlemişsinizdir. Hani Haluk Bilginer, Özcan Deniz, Cem Özer, Ruhi Sarı, Ragıp Savaş birlikte söylüyor. Geçen akşam filmin müziklerini dinlerken takıldım kaldım bu parçaya. Halbuki Samsunlu şair Cemal Safi'nin (d.1938) şiirini Orhan Gencebay fi tarihinde besteleyip 1989'daki aynı adlı albümüne almıştı. Sunay Özgür ile Gürkan Kurtkaya yeniden düzenlemişler. Ah gazete sesli olsa da size dinletebilsem. Şimdilik albümdeki sözlerle yetinelim. (Safi'nin şiiri biraz daha uzun.) Ama dikkat: Filmdeki sahne öylesine absürd, öylesine gırgır ki güftedeki kırık öykü güme gidiyor. Cafcaflı görsellik, o yoksul hayalleri bastırıyor. Okuyalım: * * * Aşkınla ne garip hallere düştüm Her şeyim tamam da bir sendin noksan Yağmur yaş demeden yollara düştüm İçim ürperiyor ya evde yoksan Ya yolu kaybettim ya ben kayboldum Ne olur bir yerden karşıma çıksan Tepeden tırnağa sırılsıklam oldum İçim ürperiyor ya evde yoksan
Elbisem gündelik pabucum delik Haberin olsa da sobayı yaksan Yağmur iliğime geçti üstelik İçim ürperiyor ya evde yoksan
Sarhoşsam kapını çaldığım anda Saç baş darmadağın açık saçıksa Bir de ufak rakı varsa masanda İçim ürperiyor ya evde yoksan
Sabahlara kadar içsek sevişsek Ne ben işe gitsem ne sen ayılsan Derin bir uykunun dibine düşsek İçim ürperiyor ya evde yoksan
Ne kadar üşüdüm nasıl acıktım İlk önce sıcacık banyoya soksan Sanırsın şu anda denizden çıktım İçim ürperiyor ya evde yoksan
Yanlış mı aklımda kalmış acaba Muhabbet sokağı numara doksan Boşa mı gidecek bu kadar çaba İçim ürperiyor ya evde yoksan
|