| |
Kıbrıs'ta çözüme bir adım kaldı..
Ortada ne kazanılan bir zafer var, ne de alınan ağır bir yenilgi.. Soruna böyle baktığımız zaman bir adım bile atamayız.. Zaten 30 yıldır da -hadi KKTC'nin kuruluşunu baz alırsak 20 yıldır- adım atamadık.. Konuya hep futbol maçı gibi yaklaştık.. Kim kimin kalesine gol atacak diye baktık.. Aslında sadece biz değil, Rumlar da böyle baktı.. Bütün hesaplarını Kıbrıslı Türkleri bir kenara itip, tek başlarına AB'ye kapağı atmak üzerine kurdular.. Her iki tarafın liderleri de 'Bu iki toplumu nasıl bir araya getiririz, bir arada nasıl yaşatırız' diye hiç düşünmedi.. Yapılan yüzlerce toplantıda sırf bu nedenle havanda su dövüldü.. Sonuç hep aynıydı.. Rumlar Türkleri, Türkler Rumları suçladı.. İki taraf da birbirini uzlaşmaz ilan etti.. Ama bu 'Birbirini dinlememe' sürecinde Rum liderler daha aktif, daha akılcı politika izlediler.. Özellikle Annan Planı ortaya çıktıktan sonra izledikleri diplomasi alkışlanacak nitelikteydi.. Neden mi? Plana kendileri de karşı oldukları halde karşı değillermiş gibi bir hava yarattılar.. Denktaş'ın aceleci tavrı ve erken konuşması da bunda etkili oldu.. Uzun yıllar, 'Çözümsüzlüğün de bir tür çözüm olduğunu' savunan Denktaş bir anda günah keçisi oldu.. Uzlaşmanın, anlaşmanın önündeki tek engel ilan edildi.. Denktaş'ı bu noktaya kimse getirmedi.. Kendi istek ve iradesiyle geldi.. Annan Planı'nı defalarca görüşülmez ilan ederek bu rolü üstlendi.. Aslında şunu herkes biliyordu.. Rum liderler de Rumların büyük çoğunluğu da Annan Planı çerçevesinde çözüm istemiyordu.. Bu konu defalarca yazıldı çizildi.. Denktaş bir hamle yapsa Rum tarafı çözülecekti.. Nitekim çözüldüler de.. Denktaş son anda hamle yapınca, Rumlardan bir adım önde gidince çözüldüler.. New York görüşmelerinde Rumların zoraki 'evet' dediği, baskıyla 'evet' dediği ortaya çıktı.. Oyun bozuldu.. Başbakan Erdoğan'ı da, Dışişleri Bakanı Gül'ü de kutlamak gerek.. Oyunu çok iyi kurdular, çok iyi yönettiler; yerinde, zamanında doğru hamlelerle Kıbrıs'ı çözüm yoluna soktular.. Rumları istemeye istemeye masaya oturttular.. Artık kimse masadan kalkamaz.. Uzlaşmayı bozan, çözümsüzlüğe davetiye çıkaran taraf olmak istemez.. Denktaş'ın da Papadopulos'un da bundan sonra yapacağı tek şey var.. İki toplumun bir arada yaşamasını sağlamak için çözümler üretmek, asgari müştereklerde birleşmek.. Çünkü iki taraf için de gol atma politikası bitti.. Hakem Annan maçı bitirdi.. İki liderin de sonucu hakem kararına bırakmamak için önlerinde tek yol var.. Lefkoşa'daki görüşmelerde uzlaşmak..
|