kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Herkesin kendi cehennemi var
Bir düş gibi gelip geçen kadın
Fransız usulü canlandırma
Chaplin filmleri Türkiye'de
Herkesin kendi cehennemi var
Bir büyük sinema şöleni

Herkesin kendi cehennemi var


1990'larda tam yedi erkeği öldüren, ölüme mahkum edilen ve 2002'de idam edilen bir kadın seri katil"in gerçek öyküsü, karşımıza insanı donduran, güçlü ve kederli bir film olarak geliyor.
Sartre "Cehennem başkalarıdır" der. Otoyol fahişesi Aileen Wuornos için cehennem, elbette başta 13 yaşında kendisini iğfal eden baba dostu ve kızı yerine, arkadaşına inanmayı tercih eden babası olmak üzere, erkek milletidir. O yaştan beri otoyol civarında fahişelik yaparak hayatını kazanan, yakın zamana dek ünlü olma, kariyer yapma, TV'ye çıkma düşleri gören bu küçük kadın için, tüm erkekler birer cehennem zebanisidir.

Öte yandan, modern toplumların fiziksel bir dekor olarak yaratmayı pek iyi bildikleri yeryüzü cehennemlerinden birine dönüşmüş olan sanayi otoyolları ve çevresi, kısa zamanda Aileen'den çok ona yaklaşan erkekler için hayal ötesi bir kabusa dekor olacaktır. Çünkü, kendisine askıntı olan, kedi gibi sokulgan bir lezbiyen genç kızda ilk kez gerçek dostluk belirtileri bulan, onunla yeni bir hayata başlamaya çabalayan ve artık erkeklere tahammülü giderek azalan Aileen için, bir yerde bardak taşar. Ve azgın, acımasız, psikopat müşterisini öldürür. Hemen hemen bağışlanabilecek olan bu cinayetin arkası gelir ne yazık ki...Ve kısa sürede genç kadın, başlıca kusuru, 'uçkuruna hakim olamamak' olan müşterilerini birer birer haklamaya başlar...

KADIN YÖNETMENİN BAŞARISI
1990'lar civarında tam 7 erkeği öldüren, ölüme mahkum edilen ve uzun süren hukuk işlemlerinden sonra 2002'de idam edilen bir kadın 'seri katil'in gerçek öyküsü, karşımıza insanı donduran, güçlü ve kederli bir film olarak geliyor. Kadın yönetmen Patty Jenkins, yazıp yönettiği ilk filminde şaşılacak bir başarı gösteriyor. Olayları aşırı dramatize etmeden, filmi bir korku filmine dönüştürmeden, hasta bir ruhun yol açtığı bu sanayi toplumu trajedisini ilmek ilmek örüyor. İki kadının sevişme sahnelerinde kendini özellikle gemlemiyor ama işi pornoya da dönüştürmüyor. Bu ustura ağzı gibi hikayeyi tam kıvamında, gerçek bir hüzün, karamsarlık ve yıkıntı duygusuyla bizlere yaşatıyor. Bu tedirgin edici ama yürekli filmin başarısında elbette Charlize Theron'un büyük payı var.

Yabancı eleştirileri kaynak göstermek pek huyum değil ama emektar Roger Ebert'in "Sinema tarihinin en güçlü performanslarından biri" yargısına katılmamak olanaksız. Hem de güzeller güzeli bir kadının 15 kilodan fazla alarak, tüm güzelliğini fazla kilolar, makyaj, sahte bir protez ve alabildiğine bayağı bir konuşmayla saklamayı başararak yarattığı bu modern otoyol celladı kişiliği, belki uzun zaman düşlerimizi, daha doğrusu kabuslarımızı dolduracak. Ama, sinemanın bir güçlü yanı da bu gibi ayrıksı kişileri unutulmaz kılması değil mi zaten?

CANİ (Monster)
Yönetim ve senaryo: Patty Jenkins
Görüntü: Steven Bernstein
Müzik: BT
Oyuncular: Charlize Theron, Christina Ricci, Bruce Dern, Lee Tergesen, Annie Corley, Pruitt Taylor Vince
ABD-Alman ortak-yapımı
DİĞER SİNEMA HABERLERİ
 Onları Aziz Nesin buluşturdu
 Bu heykeli kazanmak çok zor ama saklamak kolay
 Oscar'la yaşam bambaşka
 Geçtiğimiz yılın en iyi 20 filmi
 Bu film için bir yıl hazırlandım
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
Kış bahçesinin farklı lezzetleri
Kış bahçesinin farklı lezzetleri
Nişantaşı'nda Abdi İpekçi Caddesi'ne bakan restoranlar içinde en...
Sevişmek için en güzel bahane
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 32 ülkede yapılan araştırma 40...
Başka türlü bir aşk gazetecilik
Ne dişiliğini öne çıkardı ne de ilişkilerini... Sadece yazdı.
Unutulmaz jönlerin muhteşem dönüşü
İzzet Günay, Ediz Hun, Eşref Kolçak ve Ekrem Bora... Türk sinemasının efsane...
Amerikan vizesi hikayesi
Fırsatlar ülkesine girebilmek için gerekli 'vize'yi almak bilinenin aksine zor...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.