| |
Parkasıyla vurulmuş yatarken buldular
Anneannemin halasının oğluydu galiba. Mehmet Ağa derlerdi. Kısa boylu, açık tenli bir adamdı. Beş altı yaşlarındaydım, pek hatırlayamıyorum; Mehmet Ağa'nın yüzü ne yazık ki flu. Bir tek kasketini hatırlıyorum. Bir de gülen gözlerini. Senede bir gelirdi. Bizleri gördüğüne bu kadar sevinen birinin neden daha sık gelmediğinin cevabını bilmiyorum. Hiç sormadım da. Çocuk ruhlu bir adamdı ve ben o yıllarda altı, yedi yaşımda olmama rağmen onu arkadaşım zannederdim. Büyüklerden çok benimle anlaşırdı. Eli boş gelmezdi hiç. Hediyeler getirirdi. Ama dürüst olmak gerekirse garip seçimleri vardı. O yaşlarda bile bunu anlamıştım. Bir keresinde ilaç getirmişti. A-ferin. Ampul getirdiğini de çok iyi hatırlıyorum. Bir keresinde de plak getirmişti. 45'lik. Plağın üzerinde ne yazdığıyla ilgilenmemiştim. Galiba o yaşta okuyamıyordum henüz. Ablamdan plağı pikaba yerleştirmesini istemiştim. Çalan şey güzeldi hem de çok. İnsan doğuştan rock'çu doğar, sonradan öğrenilmez bu meret. Şarkçok hoşuma gitmişti. Duyduğum an tüylerim diken diken olmuştu. Öğretilmiş bir şey değildi bu... Evin tek plağı olduğundan aylarca, günde onlarca kez dinlerdim. Şimdi bakıyorum da Parka bütün zamanların en iyi rock şarkılarından biri. Cem Karaca'nın Parka'sı. Her akşam o köşeye asılırdı o parka/ Paltoya para yok ki ondan alındı o parka/ Bir sabah onun sırtında çıktı gitti o parka... İnsan devrimci doğar mı bilmem ama bu şarkıyı dinlediğinizde yaşınız kaç olursa olsun konuyu gözden geçirme ihtiyacı hissetmeniz kuvvetle muhtemel. Mehmet Ağa bu yasaklı plağı nereden bulmuş, neden getirmişti? Sonuçta yaşlı, saf bir köylüydü. A-ferin getirmesi bile anlaşılır gibi ama plak... Bir sonraki kış, galiba ilkokula yeni başladığım yıldı, benim de parkam oldu. Giydiğimde kendimi çok özel hissetmemi sağlardı. Sözlerde geçen parkanın benim olduğuna inanırdım. Baba eski tornacı, gözünü çapak almış/ Dede bir bacağını Sakarya'da bırakmış/ Ananın gözü yaşlı, umudu ona bağlamış/küçük kardeşi bu yıl Siyasal'a gidecek/ Paltoya para yok ki o da parka giyecek/ ananın gözü yaşlı delikleri dikecek... Mehmet Ağa bir daha gelmedi. Getirdiği en son hediye bir Cem Karaca 45'liğiydi. Neden gelmediğinin cevabını bilmiyordum. Sormadım da...
|