| |
14 Şubat'a karşı birleşelim
Her tür emperyal güce karşı muhalif bir güç vardır. Aynı etkide veya güçte olmayabilir ama denge kurmaya çalışan bir unsur mutlaka ortaya çıkar, bi' dur der. Dünya tarihi bunun böyle olduğunun en önemli göstergesi. İnsanlık her tür dayatmaya karşı bir direnç merkezi oluşturmuş. Burada kimin haklı olup olmadığı üzerine tıraş yapmıyorum. Anlatmaya çalıştığım, her artı beraberinde bir eksiyi de üretmiş. Hava biraz sertleşti, bulutlar alçalmaya pek bir hevesli ve rüzgar ısırmaya başladı. Vahşi batıda bir vestern kasabasının kum fırtınasına maruz kalması gibi bir görüntü belirdi zihnimde. Normaldir, 14 Şubat rezaletinin gölgesi üzerimize çökmekte. Ve tek bir Allah'ın kulu bu istilaya karşı durmuyor. Buradan herkese sesleniyorum. Gelin birleşelim ve bu musibeti kontrol altına alalım. Yok edelim demiyorum, sadece karşıt bir örgütlenme içerisine girelim. Bakın bu gün, yani Sevgililer Günü (SG) çok ama çok küçük bir grubun faydalandığı bir gün. Çıkarılan gürültü, ürkütülen kurbağaya değmiyor. Sevgilisi olmayanların zaten forma şansı yok. Sevgilisi olanların büyük bir bölümü ilişkiyi zaten eskitmiş, yıpratmış o yüzden de SG tam bir angarya halini almış. O formanın hakkını veremezler. Geriye kaldı yeni yeni birliktelik kurmuşlara. Onlara da zaten her gün SG. Dahası kaç kişiler ki bunlar? Siz hiç gördünüz mü etrafınızda? Ben görmedim. Evden çıkmaz ki onlar... Bu üç beş kendini bilmez için biz niye SG dayatmasına maruz kalalım? Aslında SG'nü yalnız geçirmek daha akıllıca. Siz hiç sevgilinizle SG'nde Titanic seyrettiniz mi? Ben izledim. Leonardo DiCaprio'nun Kuzey Atlantik'in soğuk sularında debelenme sahnesini (dönemin) kız arkadaşımla birlikte izlemiş, yalandan ben de duygulandım efekti yapmak zorunda kalmıştım. Eğer filmi bir gün önce veya bir gün sonra izlemiş olsaydım, "o hıyara bi'şey olmaz" yorumunu yapma özgürlüğüm varken, tarihler 14 Şubat'ı gösteriyor diye işte aşk budur anlamına gelen surat buruşturma eylemini icra etmiştim. Nasıl bir dayatmadır bu ki, benim gibi birini bile o hale soktu. Arada bir düştüğüm durum aklıma gelir de tik basar. Sonra "aşkım ne düşünüyorsun" sorusunun cevabını 14 Şubat tarihinde nasıl verirsiniz? Doğru cevap, "seni ne kadar ihmal ettiğimi, aslında ne kadar anlayışlı, sevgi dolu biri olduğunu düşünüyordum. Hayatım ben çok şanslı biriyim" tonunda olurdu. Soru 15 Şubat'ta sorulmuş olsaydı olası cevaplar, "Kanaryam bu hafta Diyarbakır'a keselenir mi, temiz çorabım kalmadı, n'olur bu gece bir yere çıkalım diye tutturma" olabilirdi. Bu dayatmaya karşı sizi birleşmeye davet ediyorum. Kendimize bir lider seçelim ve bu zulme bir son verelim. Batı demokrasilerini incelediğimizde SG'ne karşı ciddi örgütlenmeler olduğunu görürüz. Faydalanalım, uygulayalım ve gelecek yıl hazırlıklı olalım. Allah utandırmasın.
|