| |
'İyi ki devleti ele geçirememişiz'
Taban tabana zıt olan iki gruptan da aynı yaklaşıma tanık olduk.. Biri 'İyi ki devleti ele geçirememişiz', diğeri 'Çok şükür din devletini kuramamışız' diyor.. Önce birinci grup.. 12 Eylül öncesini hatırlayın.. Onlarca fraksiyon vardı.. Kimi silahlı mücadeleyi savunur, kimi uzak dururdu.. Kimi devrimin kentlerden başlayarak yayılmasını ister, kimi köylü ayaklanmalarıyla kırsaldan kentlere yönelecek bir hareketi savunurdu.. Fraksiyonlar arasında nüanslar vardı ama temel aynıydı.. Marksist öğreti, marksist ideoloji çerçevesinde sınıf devletini kurmak.. Üretim araçlarını ele geçirmek.. Kabaca yaklaşım buydu.. Aradan yıllar geçti.. O gün bunun gerçekleşeceğine inananların bir bölümü, bugün dünyaya çok farklı bakıyorlar.. Dünyanın ve Türkiye'nin geldiği nokta, onlara geçmişi bir kez daha sorgulattırıyor.. 'Amacınıza ulaşsaydınız bugün ne olurdu' sorusuna pek çoğu esprili dille 'İyi ki devleti ele geçirememişiz' yanıtını vermeden edemiyor.. Sol cenahtan geçmişi ile hesaplaşan çok oldu.. Peki diğer kesim? O günlerde aynı mücadeleyi farklı bir açıdan veren siyasal İslamcılar bugün ne düşünüyor? Neşe Düzel '15 yaşından beri İslami hareketin içindeyim' diyen, bir dönem Tayyip Erdoğan'ın danışmanlığını da yapan Mehmet Metiner ile görüşürken bu soruya yanıt aramış.. Yanıtı şu: 'Çok şükür din devletini kuramadık.' Farklı jargon kullanan, taban tabana zıt iki grubun geçmişe bakışı aynı.. Bakın Metiner ne diyor: "Bize göre Cumhuriyet rejimi, laiklik adına toplumu dinsizleştirmeye çalışıyordu. Zaten laikliğin kendisi dinsizlikti. Demokrasi bir küfür rejimiydi. İslam devleti oluşturulmalı ve toplum, devlet eliyle yeniden Müslümanlaştırılmalıydı(..) Biz İslam devleti kurulursa bütün problemlerin çözüleceğini varsayıyorduk. 1979'da İran İslam Devleti kuruldu. Orada problemler çözüldü mü? Afganistan'da Sovyet işgali bitirildi, İslamcılar iktidara geldi. Sorunlar çözüldü mü? Biz İslamın devlet düzeni haline gelmesiyle sorunların çözülmeyeceğini görmeye başladık." Bir taraf için çöken Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği.. Diğer taraf için Taliban rejimi ve İran.. Acaba 'İyi ki yapamamışız' dedirten bu örnekler mi? Çünkü biri başarılı olsaydı.. Ya dağılan Sovyetler gibi olacaktık.. Ya da İran veya Afganistan veya bir başkası.. Adı ne olursa olsun; ister Marksist, ister İslamcı, sonunda kurulacak olan totaliter bir rejim olacaktı.. Örnekler bunu gösteriyor.. Açık yüreklilikle, 'İyi ki ele geçiremedik, çok şükür kuramadık diyenleri başarısızlıklarından dolayı kutlamamız gerekiyor.. İyi ki hevesler kursaklarda kalmış.. Çünkü kurulan her totaliter rejim, insan hayatından en az bir 30 yıl götürüyor.. İnsanı köleleştiriyor.. Sevindirici bir nokta daha var.. Demokratik laik anlayış, siyasal İslamcı kesimde de bir arada yaşamanın tek koşulu olarak görülmeye başladı.. Demokrasi küfür rejimi olmaktan çıktı.. Korunması gereken yönetim biçimi olarak kabul edilmeye başlandı.. İki uç da demokraside buluştu..
|