| |
Rumların son umudu Denktaş
Diplomatİk söylemi bir tarafa bırakalım.. Kıbrıs konusunda geldiğimiz noktanın özeti şu: Eskiden BM Genel Sekreteri Kofi Annan masaya oturmamız için peşimizden koşardı, şimdi biz onun peşinden koşuyoruz.. Niye? 'Hazırladığın çözüm önerisini, yol haritasını kabul etmeye hazırız' diye.. Yeter ki masaya oturalım.. Tek istediğimiz bu.. Sabıka dosyamız o kadar kabarık ki, 'Uzlaşmaya, anlaşmaya hazırız' sözümüz bile yeterli olmuyor.. Genel Sekreter'i tatmin etmiyor.. Devreye ABD Başkanı Bush giriyor.. Girmek zorunda kalıyor.. Demek ki inandırıcılığımız sıfır.. 'Türkler yine bir yolunu bulur, işi yokuşa sürer, son dakikada masadan kalkar' düşüncesi, herkesin beynine işlemiş.. Annan, tarafları görüşmeye davet etmek için bile zorlanıyor.. Bir kez daha hüsrana uğramak istemiyor.. Bush ile yaptığı görüşmeden sonraki açıklamasına bakın: "Rauf Denktaş ile konuşmadım ama herkes yeniden başlamaya hazır gibi görünüyor. Onları bir toplantıya davet edebileceğimi umuyorum." 'Davet edeceğim' demiyor.. 'Umuyorum' diyor.. Bu sözlerin altında müthiş bir güvensizlik yok mu? Ama şu gerçeği de herkes biliyor.. Bu kez ayak sürüyen, Mayıs'ta anlaşma olmaması için elinden geleni yapmaya hazır olan taraf, Rum kesimi.. Rum Kesimi'nin yeni Cumhurbaşkanı Papadopulos, seçimi Annan Planı'na karşı olduğu için kazandı.. Ama şimdi 'Bu planı kabul etmemiz mümkün değil' demiyor.. Denktaş gibi görüşülmez bulmuyor.. En azından söylemiyor.. Annan, Papadopulos'la da, Yunanistan Başbakan'ı Simitis'le de görüştü.. Uzlaşmaya karşı oldukları bilindiği halde Genel Sekreter'e 'Biz yokuz' demediler.. Çünkü içlerinde bir umut var.. Denktaş çıkacak, son anda öyle bir açıklama yapacak ki, bütün çabalar boşa gidecek.. Bekledikleri bu.. Tek umutları bu... Niye mi? Daha önce de oldu da ondan.. Geçen yılki Lahey toplantısı öncesi Ankara 'Referandum dahil bütün koşulları kabul et.. Masadan kalkan taraf sen olma' diye Denktaş'a telkinde bulunmaya çalıştı.. Denktaş 'Referanduma gitsek bile hayır oyu çıkar' diye Kıbrıslı Türkler'in Annan planına karşı olduğunu savundu.. Ankara 'Daha iyi ya, Türk tarafı self determinasyon hakkını kullanmış olur' diye, referandum dahil tüm koşulların müzakere edilmesini istedi.. Peki Denktaş ne yaptı? Ankara'yı hiçe sayarak, görüşme başlamadan Annan Planı'nı kabul etmeyeceğini açıkladı.. Denktaş aynı politikayı yine izler mi? Masaya oturuyormuş gibi yapıp, taraflar bir araya geldiği gün 'Annan Planı çerçevesinde müzakereye başlamam mümkün değil' diyerek düş kırıklığı yaratır mı? BM Genel Sekreteri de bundan çekiniyor.. Bu yüzden 'Umuyorum, diliyorum' diyerek yuvarlak yanıtlar veriyor.. Denktaş'tan çok kuvetli bir açıklama bekliyor.. Başbakan Erdoğan ile aynı çizgide mi, değil mi görmek istiyor.. Sütten ağzı çok yandığı için bu kez yoğurdu üfleyerek yiyor.. Artık top Denktaş'ta.. 'Annan Planı çerçevesinde görüşmeye hazırım.. Referanduma da evet diyorum' derse görüşmeler hemen başlayabilir.. Yoksa Kıbrıs'ta çözümü unutun gitsin..
Not: Bayram sonrası kısa bir tatil.. Çok değil sadece üç gün.. Biraz nefes almak için..
|