Denizde ucuz yakıtta tekel dönemi
Denizcilik sektörüne indirimli yakıt uygulaması, AK Parti Hükümeti'nin geçen yıl aldığı devrim niteliğinde tarihi bir karardı. Türk Uluslararası Gemi Sicili ile Milli Gemi Sicili'ne kayıtlı, kabotaj hattında münhasıran yük ve yolcu taşıyan gemilerle ticari yatlar, hizmet ve balıkçı gemilerinin yararlanacağı Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) sıfıra indirilmiş yakıtın piyasaya nasıl arz edileceği, dağıtımının ve denetiminin ne şeklide yapılacağı, kimlerin bu işten rant sağlamaya çalışacağı da en az bu karar kadar tartışılacak bir husus...
Deniz Ticaret Odası (DTO) yetkililerinin, hükümetin almış olduğu bu kararla, 'Daha iyi nasıl deniz taşımacılığı yaparız?' sorusuna cevap aramak yerine, ucuz yakıtın dağıtımında rol almak için verdikleri uğraşa bir de bu taraftan bakmakta fayda var.
Ayrıca hükümetin, kabotaj gemilerine ÖTV'siz yakıt imkanı sağlamakla beraber liman hizmetlerinde de yaptığı indirimlerle navlun ve yolcu ücretlerini ortalama yüzde 65-70 oranında aşağı çekmesine rağmen ilginin başka yere kayması anlamlı değil mi? DTO tarafından kurulmaya çalışılan ve muhtemel ismi Deniz Ticaret Odası-Petrol AŞ. olacak şirket, yukarda zikrettiğimiz gelişmelere güzel bir örnektir. Dün Petrol Ofisi AŞ (POAŞ) ve DTO yetkililerinin basının önüne çıkıp 'stratejik işbirliği' yapacaklarına dair açıklamalarına temkinli yaklaşıp, piyasa dengeleri açısından konuya bakmakta fayda var.
Denizcilerin petrolcü olmaya soyunması, diğer taraftan denizde ucuz yakıttan faydalanacak şirketleri, Liman Başkanlıkları'ndan ve DTO'lardan alınacak olan ÖTV Yakıt Alım Defteri ile kontrol altında tutması ne derece makul? Hem hakim hem savcı mantığıyla, sektöre yön verilebilir mi? Serbest piyasa ilkeleriyle, DTO'nun yapmak istedikleri ne kadar örtüşüyor? Türkiye'de başka petrol şirketleri yokmuş gibi, bunkercilerin de (yakıt ikmalciler) önünü kesen tek bir petrol dağıtım şirketiyle anlaşmanın ticari mantığı ne olabilir?
Diğer petrol firmalarının da katılabileceği, çeşitli bölgelerde değişik firmaların yarıştırılacağı ortamlar hazırlamak yerine DTO'nun tek bir şirketle (POAŞ) bu işe girmesi, haksız rekabet doğurmaz mı? OPET ya da BP değil de niçin POAŞ? Benzeri durum Türk Hava Yolları'nda da POAŞ lehine yapılan uzun süreli anlaşmayla ortaya konmamış mıydı? Şimdi ise DTO'nun gelir elde etmesi amacıyla POAŞ devreye sokulmak isteniyor. Denizciler artık, yaptıkları denizcilik faaliyetiyle anılmak istemiyor, anlaşılan.
'Kaçak yakıtın kayıt altına alınması' gerekçesiyle yapılan çalışmalarda Petrolcüler Derneği'nin (PETDER) üreteceği çözümler yerine, DTO'nun sazı eline alıp, besteyi ve güfteyi POAŞ'a teslim etmek istemesi, kimin çalıp, kimin oynayacağı hakkında yeterince ip ucu vermiyor mu?
Özetle; DTO ve POAŞ ikilisinin ÖTV'siz yakıt dağıtımı için geliştirdikleri stratejik işbirliği, lojistik açıdan olumlu gibi görünse de, serbest piyasa ve ülkenin stratejisi açısından yanlışlar içermektedir. Denizcilerin, asfaltı çökmeyen denizde taşımacılıklarıyla, petrolcülerin de ÖTV'li ya da ÖTV'siz yakıt temini hususunda birbiriyle yarışarak hizmet vermeleri gerekir. Evli evine, köylü köyüne...
|