| |
Yine sınıfta kaldık
Seksenli yılların sonlarıydı. Üniversite için İstanbul-Ankara arası mekik dokuduğum yıllardı yani. Ulaşım için Mavi Tren kullanılırdı. Güvenli, temiz, konforlu, restoranına çöküp saatlerce geyik yapma imkanı... Ancak Mavi Tren'in tek bir sorunu olurdu. Ya cehennem gibi sıcak ya da Sibirya kadar soğuk olurdu. Nedense bana soğuk seferler denk gelirdi. Yine soğuk yolculuklarımızdan birinde ki, kimi arkadaşlarım yosun tutmuş, kimileri midye bağlamıştı, oldukça yaşlı bir kadın ayağa kalktı ve isyan etti: "Alman işgali gördüm ben, böyle zulüm görmedim!" Kim olduğunu, geçmişini merak etmiştik yaşlı kadının ama kangren olmamak için mücadele ettiğimizden gündemimizden çabuk düşmüştü. Bir tek haykırışını not ettik hafızalarımıza. Cennet vatanın bildiği bir eziyet türü değildi Alman işgali. Ama galiba son iki günde onu da öğrenmiş olduk. Gerçi benim çok tantana etmemem gerek. İşim Balmumcu'da evim Nişantaşı'nda. Yürümeye kalksam bir tarafım donar ama eve sağ salim ulaşırım. Taş çatlasın bir saat sürer. Bu en kötü koşul senaryosu. Ama ballıyım galiba iyi senaryo sahne aldı ve bir arkadaşım arabayla evin önüne kadar getirdi. Eve girdim elektriklerim var, suyum var. Çöktüm camın önüne, sıcak kahve elimde, Level 42 steryomda... Bu arada can çekişen dostlarım arıyor durmadan: Elektriğim kesik, suyum kesik, işte kaldım eve dönemiyorum... Sürünün! DVD'de film mi izlesem, yoksa müzik ziyafetine mi devam etsem, camdan dışarı bakarak çekirdek mi çıtlasam?.. Bir duş mu alsam? Bu iyi fikir. Mehmet Tez duruma göre en iyi beş şarkı belirleme konusunda uzmandır. Ona yeni bir kanal açmanın gururunu yaşıyorum. Duş alırken dinlenen en iyi beş şarkı: Owner Of The Lonely Heart-Yes, I Was Made For Loving You Baby- Kiss, It's My Life-Talk talk, Jump- Van Halen ve Don't Go- Yazoo. Elektrikler tam duştayken kesilirse yukarıdaki şarkıları dinlemeniz mümkün olmuyor doğal olarak. En azından hepsini... Doğal olarak; ayrıca, suyun ne kadar soğuk olduğunu anlıyorsunuz ve kalp krizi riski altında olduğunuzu da anlıyorsunuz. Nefesiniz kesiliyor. Kalbiniz ağzınızdan fırlayacak gibi oluyor. Ama şampuan ve duş jeli kombinasyonundan bir şekilde kurtulmanız da gerekiyor. Çok acılı bir süreç bu. Su anında ip gibi akmaya başlıyor ve acılı süreç uzadıkça uzuyor. Herkes kendi hesabına düşeni çekti bu beyaz işgalden, çekmeye de devam edecek gibi gözüküyor birkaç gün daha. Savaş koşulları sanki. Bir yanda sekiz bin kilometre doğal gaz boru hattı döşediğinizi yazıp çağdaş enerji diye "gaz" vereceksiniz, öte yandan elektrik veremeyip insanları soğuğa mahkum edeceksiniz. Bir yanda zincirsiz araç kullanmaya çalışan moronlar, öte yanda çeyrek depo benzinle bu koşullarda trafiğe çıkan hıyarlar... Umursamazlık ve beceriksizliğin bileşiminden doğan sefaletten başka bir şey değil bu. Topyeksınıfta kaldık yine. Vatandaşıyla, atanmışıyla, seçilmişiyle...
|