kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 

'Bir ses var içimde: Pat!'

Psikolog David Rosenhan, akıl hastanelerinin iyi çalışmadığına, uzmanların yanlış teşhisler koyduğuna inanıyordu. Bu fikrini sınamak için 8 arkadaşıyla işbirliği yaptı. Bu 8 kişiden 3'ü psikolog, biri üniversite öğrencisi, biri psikiyatrist, biri çocuk hastalıkları uzmanı, biri ressam, biri de ev kadınıydı.

***


Beş gün önceden hazırlandılar: Yıkanmadılar, dişlerini fırçalamadılar ya da sakal tıraşı olmadılar. Sonra, 9'u birden, aynı saatlerde ABD'nin çeşitli hastanelerine başvurdu. Hepsi karşılarına çıkan psikologlara ve psikiyatristlere aynı şeyi söyledi: "Bir ses var içimde. Pat' diye bir ses." (Bu ses efekti karikatürlerde kullanılır. Bir şeyin yere düştüğünü anlatır.) Hayali hastaların dokuzu da isimleri ve meslekleri haricinde sorulara doğru cevaplar verdi. Bu arada derecelerle, steteskoplarla muayene edildiler. 'Pat' sesi haricinde her şey normal görünüyordu. Hatta, "Sizi bir süre müşahede altında tutacağız" dendiğinde, Aslında şimdi iyiyim. Bu sesi duymuyorum" dediler. Ancak sonuç değişmedi. 'Şizofreni' tanısıyla 'içeriye' alındılar. Ne zaman çıkacaklarını sorduklarında kendilerine "İyileştiğinizde" cevabı verildi. Bunlar olurken takvimler 1972 yılını gösteriyordu.

***

1973'te David Rosenhan, Science dergisine başlarından geçenleri yazdı: "Deli Mekanlarda Akıllı Olmak." Hastaların dövüldüğünden söz etti. Anlatılan son derece olağan hayat hikayelerinin nasıl şizofreni teşhisine uygun olarak tekrar yazıldığını ispatladı. İşin komiği aklı başında, gayet normal bir insan olduklarını doktorlar değil, diğer hastalar anlamıştı: "Sen ya burayı denetleyen bir hoca, müfettiş filansın ya da bir gazeteci." Hastane personeli delilere yoklarmış gibi davranıyordu. Örneğin hemşireler yanlarında soyunup sutyenlerini düzeltiyordu.

***

Tabii bunun üzerine ruhbilim camiasında kıyamet koptu. Savunma ve karşı hücum yazıları dergilerde baş gösterdi. "Ne yani" diyorlardı mesela, "birisi ağzını kana bulayıp acil servise başvursa, ona gereken testleri yapmayacak mıyız?" İyi güzel de sadece 'Pat' sesi duyduğunu söyleyen bir kişi 52 gün içeride tutulur muydu? Ruhbilimciler David Rosenhan'ı hiçbir zaman affetmedi. Derslerde bu yaptıkları nefretle ya da alayla anlatıldı. Densizliği kitaplara girdi.

***

Ve aradan 30 yıl geçti. Psikolog Lauren Slater, makale üstüne makale yazarak Rosenhan'a yüklenen doktorlardan Robert Spitzer ile konuştu. Sordu: "Şimdi aynı deney yapılsa ne olur?" "Tıp çok ilerledi" dedi Spitzer kendine güvenle, "Artık öyle testler var ki numara yapıldığını şıp diye anlıyoruz." Slater emin değildi. O da beş gün boyunca saçlarını yıkamadı, dişini fırçalamadı. Lucy adını alarak 9 hastaneye başvurdu.

O da 'Pat' diye bir ses işitiyordu. Hiçbir doktor o eski faça bozucu hikayeyi hatırlamadı. Sorular yöneltip testleri uyguladılar. Doktorlarla yaptığı görüşmeler 12 buçuk dakikadan fazla sürmedi. Her seferinde psikotik özellikler taşıdığı, ağır depresyonda olduğu filan söylendi. Kimse onu hastaneye yatırmaya kalkışmadı. Onun yerine ilaçlar yazıldı. Dokuz hastaneyi dolaştıktan sonra sonra Lauren Slater'ın elinde psikoz karşıtı 25, depresyon karşıtı da 60 ilacın yer aldığı reçeteler vardı. Özetle... 'Pat' sesi duyana 30 yıl önce şizofreni teşhisi konuluyordu. Şimdi ise depresyon moda olmuştu. Eskiden kişiyi hastanede tutmak sıkça rastlanan bir uygulamaydı. Artık iş ilaçlara havale edilmişti.

***

Kıssadan hisse: Bir olayı nasıl gördüğümüzü, o güne dek edindiğimiz bilgiler ve yaşadığımız çevre belirliyor. Çoğu zaman bir şeye geniş bir açıyla değil, at gözlükleriyle bakıyoruz. Üstelik, bırakın sıradan insanları, konunun uzmanı olanlar dahi böyle yapıyor. Not: Psikolog Lauren Slater başından geçenleri, Opening Skinner's Box: Great Psychological Experiments of the 20th Century adlı kitabında anlattı. Yukarıdaki öykü İngiliz The Guardian gazetesindeki haberin kaba bir özetidir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İtiraf etmeyen ölsün   / 03-02-2004
 'Bir ses var içimde: Pat!'   / 02-02-2004
 Kurban ve popülizm   / 01-02-2004
 Göster ehliyetini!   / 31-01-2004
 Pembe hapı iç kız olsun mavi hapı iç erkek olsun!   / 30-01-2004
 Başımın tatlı belası!   / 29-01-2004
 Yurtdışına okumaya giden gençler geri dönecek mi?   / 28-01-2004
 Doğan Hızlan'a bir soru daha   / 27-01-2004
 Sevgili Doğan Hızlan   / 26-01-2004
 Kadın romancıyı yakaladım!   / 25-01-2004
REFİK DURBAŞ
Virüs "cep"e girmedi...
SABAH Gazetesi'nin 22 Ocak 2004...
SAİT GÜRSOY
Özürlü gençler üniversiteye hazırlanıyor
İstanbul...
SAVAŞ AY
Hipnozla cinayet mümkün mü?
İnsan beyni kontrol altına...
HINCAL ULUÇ
Halk adamı olabilme sanatı..
Dinliyorum.. Dinledikçe...
UMUR TALU
Enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor
Tam Suudi...
MUHARREM SARIKAYA
Oturduğunuz bina sağlam mı?
Konya'da yaşanan felaketi...
Powell 'ikna turuna' başladı
BM Genel Sekreteri Annan'la Kıbrıs için biraraya gelen Powell,...
Annan: Kıbrıs Türk tarafı çözüm için beni ikna etmedi
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisiyle hız kazanan Kıbrıs...
Nefes nefese bekleyiş
Nefes nefese bekleyiş
SABAH Spor Ödülleri 2003 için gerisayım başladı. Lütfü Kırdar Kongre...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.