|
|
|
|
Spor yaparak zayıflanır mı?
Değerli okurlar, şişmanlık gelişmiş toplumlarda bir salgın gibi yayılıyor. Tüketme üzerine kurulu küresel ekonomi her şeyde olduğu gibi, besinlerin de aşırı tüketimini körüklüyor. Halbuki insan metabolizması saf şeker tüketmek üzere programlanmamış; çünkü doğada saf şeker yok. Bu miktarlarda yağ tüketimi de yapımıza aykırı. Alınan ve kullanılamayan bu saf enerji, daha sonra kullanılmak üzere depolanıyor. Fakat gelişmişliğin getirdiği nimetler bu aşamada bir külfete dönüşüyor ve yağ olarak depolanan fazla enerjiyi kullanacak yer bulunamıyor. Çünkü; artık bir yere ulaşmak için yürümeyi değil, metroya binmeyi, ısınmak için odun kırmayı değil, klimayı çalıştırmayı tercih ediyoruz. Günümüz insanı özellikle büyük şehirlerde yaşamını sürdürmek için minimum fiziksel enerji harcıyor. Sonuç kolaylıkla tahmin edileceği gibi, kaldırabileceğimizden fazla bir ağırlık ve şişmanlık.
SORUN ESTETİK DEĞİL Şişmanlık beraberinde sıklıkla ortaya çıkan şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve damar sertliği ile ciddi bir klinik durum ve hastalık olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Bunun yanında, egemen kültür kendi estetik beğenisini tüm topluma empoze ediyor; hepimiz haddinden fazla zayıf mankenlere, o anki yapımızla içine sığmamız mümkün olmayan daracık giyisilere hayranlıkla bakıyoruz. Birçok genç kızın rüyasını hiçbir fazlalık ortaya dökülmeden, bikini giymek süslüyor. Bu aşamada yeni bir endüstri kolu görevi devralıyor; zayıflama endüstrisi. Bu işi meslek edinen özel klinikler, artık sayılamayacak kadar artan internet siteleri, boy boy, incir çekirdeğinin nasıl kilo verdirdiğine dair diyet listeleri, gün geçmiyor ki karşımıza çıkmasın. Bu listelerin kıyısına köşesine eklenilmesi unutulmayan bir şey daha var; o da spor.
KALORİ HARCAYIN Spor ve fiziksel egzersiz gerçekten de sağlıklı bir yaşamın ölçütü. Yeterli fiziksel aktivitenin olmadığı bir yaşamda, bedeninizin sizi mutlu etmesini beklemek haksızlık. Eklem hastalıklarından şişmanlığa, kalp rahatsızlıklarından şekere birçok hastalığın ana sebepleri arasında hareketsiz geçirilen bir yaşam yatıyor. Buna karşın yaşımıza göre yapacağımız spordan zevk almamız öğretilmediği için, önemini bilsek bile birçoğumuz spora zaman ayırmıyoruz. Spor yapanların çoğu ise, bunu bir yaşam tarzı olarak belirlediklerinden değil, estetik kaygılarla; düzgün bir vücuda sahip olmak, zayıflamak için yapıyorlar. Zaman zaman karşımıza hangi tür fiziksel aktivitenin ne kadar kalori harcattığına dair listeler çıkıyor. Bunun ne ifade ettiğini ortaya koyan bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Archives of Internal Medicine dergisinin 2004;164 sayılı nüshasında Dr. Slentz ve arkadaşları tarafından yayınlanan makalede, yapılan fiziksel egzersiz ile kilo kaybının bağlantısı ortaya konuluyor.
UZMANLAR İSPATLADI Hareketsizliğe bağlı şişmanlıktan korunmada, günde yapılacak 30 dakika egzersizin kazandırdıkları vurgulanıyor. Çalışmaya; kan yağları orta derecede yüksek, hareketsiz yaşayan, 40-65 yaş arasındaki fazla kilolu 182 yetişkin katılmış. Dört gruba ayrılan katılımcıların ilk grubu hiç egzersiz yapmamış; ikinci grup haftada 20 km'yi ortalama bir hızla, üçüncü grup ise aynı mesafeyi tempolu olarak yürümüş. Dördüncü grup diğerlerinden farklı olarak haftada 30 km koşmuş. Çalışmanın sürdüğü sekiz ay boyunca katılımcılar yediklerini içtiklerini değiştirmemişler. Sürenin sonunda spor yapmayan birinci grubun ortalama yüzde 1 kilo aldığı, yürüyenlerin ağırlıklarının yüzde 1'ini kaybettiği, koşanlarda ise bu kaybın yüzde 3.5 olduğu görülmüş. Bu kilo kayıplarının yanında ortalama yüzde 1 yağlı dokunun kasa dönüştüğü tesbit edilmiş. Spor yapmayan grupta vücuttaki yağ oranı artarken, spor yapanlarda yüzde 5'e varan oranlarda azalmış. Sonuç olarak; günde yaklaşık 30 dakika yapılan yürüyüşün kilo almayı durdurduğu, sürenin ve dozun artırılması ile elde edilen faydaların arttığı görülmüş. Spor yapalım da, neyi ne kadar yapalım sorusuna güzel bir cevap oluşturduğunu düşündüğüm için sizinle paylaşmak istedim. Sağlıkla kalın.
|
|
|
|
|
|
|
|
|