Fatih Terim bir televizyon söyleşisinde şöyle demişti: "Benimle problemi olan yazar varsa yüzde 100 kariyerimin altında eziliyordur. Bazılarının kişiliğimin altında ezildiğini görmek beni mutlu ediyor. Sesinizi çıkarmadınızmı efendi, çıkardınızmı aksi oluyorsunuz. Kişiliksizliğin adı ne zamandan beni efendilik oldu?"
Terim kafayı en çok yargısız infaz gibi yapılan eleştirilere takar, gizli kalması gerektiğine inandığı bilgilerin basına sızmasından rahatsız olur. Öfkelenir ve hemen tavrını koyar. Aslında G.Saray'da "Kol kırılır, yen içinde kalır" vazgeçilmez prensiptir. Ancak medyada önemli diziler ve perde arkası haberler hep G.Saray'la ilgili yapılır.
Bu özel haberler G.Saray'ı dut ağacı gibi silkelemez, 9 şiddetindeki deprem gibi sallar. Ve Galatasaray yönetimleri hep medyanın önüne duvar örmeye çalışır. Bacadan girilerek yapılan haberlere karşı G.Saray'ın tepkisi büyük olur. Camia en büyük suçlu olarak medyayı görse de içindeki "Brütüsler"e bir türlü önlem alamaz. Kol kola gezen, aynı masaya yemek yiyen kişiler birbirlerini yok etmeye uğraşırlar. Her ne kadar söylediklerini yalanlasalar da medya yalancının mumunu yatsıda söndürür.
G.Saray'ın Antalya kampında medyada çıkan son haberlerin yarattığı bir mutsuzluk yaşanıyor. Efes Cup kupasının kazanılmasına ve havanın günlük güneşlik olmasına rağmen G.Saray'da puslu ve kapalı bir hava gözleniyor. Futbolcular arasında yaşanan arkadaşlık, dostluk ve saygı ortamına rağmen kampın en gergin ve en mutsuz insanı Fatih Terim.
Belki de yaratacağı yeni G.Saray'ın gelecekte Türk futboluna damgasını vuracağından korkanların hazırladığı senaryolar yüzünden sıkıntılı günler geçiriyor. Henüz lig ve Avrupa maçı oynamamak G.Saray'ın neler yapabileceğini gözleyememek Terim'i suskun bırakıyor. Antalya'da filizlenen yeni Galatasaray lige ağırlığını koyar, Avrupa'da da turları geçerse Terim içinde sakladığı öfkenin mutlaka bedelini birilerine ödetecektir.