CHP defterini kapattım çünkü...
* BİR: Artık gerçekçi olacağım.. Gerçekçi olmakla, CHP'den sosyal demokrat bir parti çıkmasını beklemek arasındaki çelişkiyi fark ettim. Boş hayallere dalmaya, gereksiz umutlara kapılmaya daha fazla tahammülüm yok..
* İKİ: Tamam, bunu fark etmek için geç kaldım, biliyorum.. Ama Cemal Süreya'nın dediği gibi "Her şey geç gelmiyor mu yurdumuza? 1929 buhranı bile geç gelmedi mi?"
* ÜÇ: Artık tablo benim için net: CHP'de solcular ve sosyal demokratlar var ama parti solcu ya da sosyal demokrat bir parti değil..
* DÖRT: Ne işçi hakları, ne özelleştirmeler, ne sosyal projeler, ne yoksulluk.. Bunların hiçbiri CHP'nin temel derdi değil.. Sokakta donan bir evsiz CHP'nin kılını kıpırdatmazken, 9 yıl önce yazılan bir makale parti yönetimini tepeden tırnağa acayip motive ediyor.. Yürek burkan işsizlik öyküleri CHP'yi zıplatmazken, içinde laiklikle ilgili falso geçen en küçük olay, parti yönetimini savaş düzenine geçiriyor.
* BEŞ: Bence CHP "rejimi kollama partisi" oldu çıktı. Karşısındakiler "biz rejimle barıştık" dedikçe CHP "Yalan söylüyorsunuz" tepkisini koyuyor.. Karşıtlık ve muhalefet bu düzleme indirgendiği için CHP'liler, bütün performanslarını "yalan" ı ortaya çıkarmak için harcıyorlar.. Eski kasetler ve eski konuşma metinleri en büyük malzemeleri.. Heyecan gelmiş, mantık savuşmuş durumda! Bu yüzden bir sosyal demokrat partinin yöneticilerinin "zehir hafiye" olamayacağını düşünmüyorlar.
* ALTI: Tarihsel misyon gerekçesiyle verilen çok abartılı rejim kavgası, toplumun sadece yüzde 15'ini mutlu ediyor olabilir.. Bu tamam, peki geri kalan yüzde 85 ne olacak? CHP eldeki yüzde 15'i kaçırmamak için yüzde yüzde 85'i AKP'nin kucağına itmeyi göze alıyor.. Bundan rahatsızlık duymuyor.. Şöyle düşünüyor: "Ya yüzde 85 için attığım adımlar ve getireceğim açılımlar eldeki yüzde 15'ten olmama neden olursa?"
* YEDİ: Ya da yüzde 85 gerçekten umurlarında değil.. Belki de CHP bilerek, isteyerek bir devlet partisi.. Çünkü CHP'liler, devletle kurdukları irtibattan o kadar memnunlar ki, rejim yanlısı direniş yaparken gözleri parlıyor.. Gözlerdeki o parıltı, bana ister istemez risk alamadıkları nedeniyle değil de, gerçekten dönüşmek istemedikleri için böyle davrandıklarını düşündürtüyor.
* SEKİZ: "Bir gün Kemal Derviş işin başına geçer, şu abartılı rejim kavgasından vazgeçilir" diyecek oluyorum ama sonra vazgeçiyorum.. Çünkü Derviş'in seçim öncesi MGK yanlısı açıklamalarını anımsıyorum ve yeni bir hayal kırıklığı yaşamak istemiyorum.
* DOKUZ: Deniz Baykal'ın özel sohbetlerde söyledikleriyle kamu önünde söyledikleri arasındaki farklılık sona ermeyecek gibi görünüyor.
* ON: Dün Meclis Komisyonu'nda "Kamu Reformu Yasa Tasarısı" nedeniyle bir kavga verdiler. Yıllardır tartışılan hantal bürokratik yapıya çeki düzen vermeyi amaçlayan düzenlemeye karşı çıkarken, AKP'lilere dönerek "Siz bölücüsünüz, üniter devlet yapısını bölmeye çalışıyorsunuz" dediler.. Bu suçlamadaki faşizan koku, beni çok rahatsız etti, çok..
|