Onların hikâyesi
Çok değil bundan beş yıl önce hepsi bir örnekti. Verdikleri amansız siyasal savaş, bireysel tercihlerini de belirliyordu. Yaşamlarının her alanını siyasal mücadeleye öyle bir adamışlardı ki, beğenileri ve tercihleri bile o mücadelenin propaganda aracı haline gelmişti. Hepsi aynı şairden hoşlanır, aynı tür müzik dinler ve aynı sanat dallarına ilgi duyardı.
Şairlerden Necip Fazıl ya da Mehmet Akif, her zaman birinci tercihleri olurdu. "Sakarya Türküsü", "Zindandan Mehmet'e Mektup" gibi şiirler, çoğunun ezberindeydi. Bazen ön yargısızlıklarını kanıtlamak amacıyla Nazım Hikmet'i de "beğenilen şairler" arasında sayarlardı ama fazla ileri gitmezlerdi.
Müzik beğenileri ilahiler ve türkülerle sınırlıydı. Sanatçı adı vermek durumunda kaldıklarında parti toplantılarında "Fetih Marşı"nı seslendiren Yıldırım Gürses'in adını verirlerdi. Başka sanatçı adı gelmezdi akıllarına.. Plastik sanatlara alabildiğine kapalı dururken, tezhip, hat, ebru gibi geleneksel sanatlara alabildiğine açıktılar.
*** Şimdi durum değişti. Yıllarca kamu önünde ifade edilmeyen beğeniler, tercihler açığa çıkmaya, kişisel farklılıklar belirginleşmeye başladı.
Mesela Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, meğer Ahmed Arif'in "Otuz Üç Kurşun" adlı şiirine hastaymış! "Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz / Rivayet sanılır belki / Gül memeler değil / Domdom kurşunu." Şener, gözlerini kısıp her sözcüğün üzerine basarak okuyor bu dizeleri..
Ezberden, hem de kameraların önünde! "Hiç eşinizle yağmur altında el ele dolaştınız mı?" sorusuna "Bu soruyu geçelim" yanıtı vermiyor; Gözleri dalıyor ve "Evet, yürüdüm" diyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan ise müzik beğenilerinde 'ortalama vatandaş'la aynı frekansta.. Bir ara İbrahim Erkal favori sanatçısıymış. Son zamanlarda gözdesi Adnan Şenses. Muazzez Abacı'dan şarkılar dinlemeye bayıldığına da eminim.
Abdullah Gül, başbakanlığı döneminde güzellik yarışmasında birinci olan genç kızı telefonla arayıp kutlamıştı. Gözlerindeki sevinç pırıltısı, kutlamanın 'görev gereği' olmadığını ortaya koyuyordu. Meclis Başkanı Bülent Arınç, Viyana gezisinde "Figaro'nun Düğünü"ne gidecekmiş, hem de eşi Münevver Hanım'la birlikte. Arınç, belki evde Klasik Batı Müziği dinliyordur, kim bilir? Başbakan'ın "Siyaset Meydanı"nda çocukların "Popstar'da favoriniz kim?" sorusuna verdiği yanıtı da örnekler arasında sayalım. Ne diyor Başbakan? "Evdekilerin tercihi Bayhan'dan yana..".
*** Şimdi bazıları "Şirin gözükmeye çalışıyorlar, aslında tercihleri değişmemiştir" diyebilir. Bazıları da "Ne de kolay değiştiler böyle" diyerek hepsini davadan dönmekle suçlayabilir. Bense biraz farklı bir noktadayım: Olan bitene "normalleşme" diyorum! Kıran kırana yapılan siyasal savaşın yerini normal siyasi faaliyet aldı.. Olup biten bu..
|