| |
|
|
Hem sol parti, hem de statükocu parti olmak!
Türkiye'de seçkinler, ne yazık ki demokrasiyi tam olarak içlerine sindiremediler.
Yurttaki ve dünyadaki gelişmeler ve toplum katmanlarının seçim sandığı yoluyla aktarılan beklentileri, bu seçkinler tarafından "Rejime yönelik tehditler" biçiminde algılanıyor.
1950'li yıllarda da, Demokrat Parti, 27 yıllık CHP iktidarını seçimle yıkıp geçtiği zaman, birileri, "Bu ülkeyi Haso'lar, Memo'lar mı idare edecek" dememiş miydi? Bu açıdan bakarsanız, 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi, 14 Mayıs 1950 genel seçiminin rövanşı değil midir? Aradan geçen yarım yüzyılı, hızlı ve yoğun bir değişim süreci içinde yaşadık.
Gelişmiş Batı demokrasilerinin 1840'lardan beri yaşadığı "Sağ-Sol" değerlendirmeleri, bize 1960 sonrasında geldi. Türk seçkinleri, bu süreçte kendilerine "Sol"u uygun gördüler. Siyasi parti olarak da CHP solcu kimliğini benimsediği için, Türk demokrasisinde gerçek-ötesi bir "Halk" tanımı yapılıp, bu halkın sola ihtiyacı olduğu vurgulanır oldu. 1950 öncesi CHP, kesinlikle klasik anlamı ile sol değildi.
CHP, kendi kurduğu "Rejim" in muhafızıydı.. Halkın gelenekleri ve inançları, rejimle çatışır gibi algılanıyordu. 1965'ten başlayarak CHP'nin içine girdiği "Ortanın Solu", 1971 12 Mart askeri müdahalesi ile çatışınca, ilk kez CHP, halka yaklaştı. Gerçekten, "sol" kimliğinin gereklerine uydu.
Bu şekilde, CHP 1973 seçimlerinde başarı kazanıp, "Halk"ı, Adalet Partisi'nin elinden alabildi. MSP ile kurulan koalisyon ise, CHP'nin, geniş Merkez-Sağ koalisyonunu bozup, bazı kesimleri yanına alabileceğini kanıtladı. CHP o dönemlerde "Bu düzen değişecek" sloganı ile, statüko bekçisi rolünden sıyrılıyor ve "Cumhuriyet Muhafızı" rolünü terk ediyordu.
Bu gelişmelerin üzerinden de çeyrek yüzyıl ve iki (12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997) askeri müdahale geçti. Şimdi CHP, demokrasi yolculuğuna çıktığı dönemin başlangıcındaymış gibi... Yine seçmenin tercihlerine karşı öfkeliler, yine "Rejim"i koruma çabasındalar. Haso'ların, Memo'ların iktidar olmasını kabullenemiyorlar. Ama üstlerinde bir de, "Sol"cu damgası var. 1960'ları, 70'leri unutturup, 1950'lere dönmek kolay değil tabii. Bu durumda ne yapsın seçkinler?..
Belli plak yine çalınmaya başladı. - CHP sol parti gibi davranmıyor. Türk siyasetinin sola ihtiyacı var. Güçlü CHP olmadan, demokrasi yürüyemez! Acaba neden, gerçekler görülmek istenmiyor ki? Halk (ya da seçmen), partilere programlarından veya sağ yahut sol olduklarından ötürü oy vermiyor ki.
Yani, AK Parti "Biz muhafazakar demokratız" diye kendisine kimlik kılıfı hazırladığı için, oyu artacak veya azalacak mı? AK Parti de, kendince tuzak hazırlıyor klişeci seçkinlere... Onları oyalayıp, tartıştırıyor. Oysa CHP'li seçkinler için, oy alınacak halk değil, "sol" üzerinde geyik muhabbeti yapmak daha önemli. CHP 1950'lere ve hatta 1930'lara dönse bile, buna kimse aldırmıyor.
|