Akademi Türkiye

Başarılı veya başarısız olmak... Umurumda bile değil. Benim için önemli olan tavırdır. Allameyi cihan olsun fark etmez. Bu ister vatandaş olsun, ister bir program, ister bir dergi, bir lokanta veya bar. Kodlarında hayata ve insanlara karşı serinkanlı, alçakgönüllü ve sevimli duruyorsa bize uyar.

Ne yaptığından çok nasıl yaptığınla ilgileniyoruz, bir itirazınız yoksa... Yanlışlıkla snobe etmeye kalkarsa da havası itina ile alınır. Yok yok ben değil, doğa ana o işi hallediyor. atv, Akademi Türkiye'yi önümüzdeki ay yayına sokuyor. Tavrına kefil olduğum bir yapıt bu.

Popstar yol almış yürürken, BBC'de Fame Academy adı altında farklı bir versiyonu yayınlanıyor ve onu tercih ediyordum. Ve neden böyle yapmadılar diye de kafa yoruyordum.

Aralarındaki temel farkı galiba bir ay önce yazdım. Beni ilgilendiren bölümünü yani. Kabaca, Popstar egolarını tatmin edememiş aç ruhların var oluş çabalarına hizmet etmeye dönüşmüşken, Academy sadece ve sadece gerçek bir star yaratmaya odaklanmıştı.

Serinkanlıydı, alçakgönüllüydü ve sevimliydi. Fikirlerine ve bilgilerine saygı duyulan jüri üyelerinden oluşuyordu ve bu üyelerin rol çalmak gibi bir dertleri de yoktu. Aynı format şimdi atv'de. Önemli farklar var. Finalistler çok ciddi bir eğitimden geçecek. Hem de dünyaya kapalı bir ortamda. Bir tür BBG dersek yanlış olmaz.

Finalistler oturup geyik yapacaklarına yoğun bir ders programına girecekler. Hafta sonlarında da sahne alıp elenmemeye çalışacaklar. Tüm aşamaları izleyebileceğiz. Dahası olabilecek en adil değerlendirme mekanizması işleyecek. Halk oylamasının yanı sıra jüri ve finalistler de kimin kalıp kimin gideceğinde söz sahibi olacaklar. Birinci, dünya finallerine katılacak ki, bu Akademi Türkiye'nin ciddiyetini ortaya koyan başka bir kriter.

Durum nedir diye pazar günü ön elemeleri izlemeye gittim. Malum, pazar sabahları afyon patlamasında tutuklukların yaşanabileceği bir gündür. Sadece ben değil katılımcılar da aynı dertten mustaripti. Bir de yine pazar olması nedeniyle genelde geç saatlere kadar çalışmış bar müzisyenleri gelmişti, ki afyonu patlamamış aday hali pek bir komik oluyor. Şarkı unutmalar, detoneye düşmeler, önceki geceden kalma makyajlar, girdikleri kapıyı unutup sürekli yanlış kapıdan çıkmaya çalışanlar... İşin ciddiyetine, bana göre kafadan finallere gidebilecek birkaç adayın seçilememesi karşısında uyandım. Çıta çok yüksek. Hem de çok. Elenenlerden iki yarışma daha çıkar, üstüne de pantolon dikilir.

PROJE:
Elenen adaylardan en çok malzeme ihtiva edenleri seç ve yeni bir yarışma tertiple. Formatı atv'ye sat. Jüri üyelerim: Cem Yılmaz, Gani Müjde, Aysel Gürel, Çetin Alp ve Kıllanan Adam... Dahası bu iş gerçekten çok zor. Bir süre sonra herkesin aynı şarkıyı söylediği hissine kapılıyorsunuz. Erkekler Kayahan'a, kadınlar Sezen Aksu'ya dönüşüyor. Hal böyle olunca müsaade isteyip uzadım. Doğru format, iyi bir tavırla birleşmiş gibi gözüküyor. Akademi'yi merakla bekliyorum.