Geçen hafta mali piyasaları etkileyecek üç gelişme birden yaşandı. * Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraş'ın özelleştirme ihalesine en iyi teklif açıklandı. Verilen fiyat geçmişe ve borsa değerine bakılırsa iyi değil, ama şirketin gelecekteki statüsüne, pazar payına bakılırsa tatmin edici. Bu teklif sonuçlandırılarak Tüpraş özelleştirilebilir, bu yönüyle olumlu bir gelişme. Ancak piyasalar açısından bir beklentinin realize edilmesi anlamına geliyor. Ayrıca ihale Tüpraş'ın yeni statüsü ve pazar payını gözler önüne sererek hayal kırıklığı yarattı.
* İkinci gelişme Çukurova Grubu'nun Tüpraş ihalesinden düşmesiydi. Özelleştirme açıklaması yapılacağı gün bazı yöneticilerinin gözaltına alınması, hem Tüpraş ihalesi hem de Çukurova Grubu'nun BDDK'ya borçlarını erken ödeme ihtimalini zayıflattı. Bu da Çukurova Grubu şirketlerinin borsa fiyatlarına ve oradan borsa endeksine olumsuz yansıdı.
* Üçüncü gelişme, AB Komisyonu Başkanı'nın ilk kez Türkiye'ye yaptığı ziyaretti. 40 senedir gerçekleşmeyen bu ziyaretin özellikle Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesinin ele alınacağı bir yılda yapılması anlamlıydı. Ancak, AB Komisyonu Başkanı'nın açıklamaları, müzakere takvimi verileceği yönünde umut yaratmaktan uzaktı.
-Kâr realizasyonu başladı Olumsuz sayılabilecek bu üç gelişme yayında mali piyasalarda 5.5 aya varan bir balayı döneminin yaşanması ve fiyatların gelmiş olduğu düzeyler, borsada ve faizde kâr realizasyonuna gitmeyi uygun kılıyordu. Döviz cinsli takas kağıtlarının 500 milyon dolarlık kısmının TL kağıtlarıyla değiştirileceği haberi de dövize talep yarattı.
Sonuçta borsadan başlayarak piyasalarda kâr realizasyonları görüldü. Bu kâr realizasyonları zaten bekleniyordu. Borsa bir süredir yılsonu canlanmasının uzatmalarını oynuyordu. Borsa ekonomideki iyileşmeyi geleneksel yılsonu canlanmasıyla birleştirdi ve 8.5 aya varan düşüş trendinin ardından 5.5 aya varan bir yükseliş trendi yaşadı.
Bitişikteki grafikte görüldüğü gibi, 30 Temmuz'ta başlayan bu canlanma 12 Ocak'ta yüzde 93'lük bir primle son buldu. Dolar bazındaki endeks ise 0.74 centten 1.52 cent'e kadar çıktı ve yüzde 105 prim yaptı. Faizde ikinci el piyasada temmuz sonunda yüzde 48'den başlayan düşüş 12 Ocak'ta yüzde 23.5'e kadar indi.
-Kıbrıs'ın kaderi MGK'da Önümüzdeki iki haftada mali piyasalar üzerinde etkili olabilecek gelişmelerin özeti yukarıdaki grafikte yer alıyor. Öyle anlaşılıyor ki, seçim öncesinde IMF ile 7. Gözden Geçirmeyi tamamlamak biraz zorlaştı. 21 Ocak'ta Türkiye'den ayrılacak IMF heyeti bir ay sonra yeniden gelecek. 21 Şubat'ta hükümetin tam da seçim öncesinde topluma yeni vergiler getirmesi zor olabilir.
Dolayısıyla IMF ile anlaşma seçim sonrasına sarkabilir. Buradan kısa vadede piyasalar için iyi haberin gelmesi zor görünüyor. Açıklanacak 2003 yılı bütçesi de hedeflerden şaşmış olacak. MGK'nın Kıbrıs konulu toplantısı çok önemli. Ankara'nın kendi içinde netleşmesini beraberinde getirebilir. Kıbrıs sorununu çözmede kararlılık ortaya çıkarsa Başbakan bir gün sonra katılacağı Davos toplantısında BM Genel Sekreteri Annan'a "görüşmeleri yeniden başlatalım" teklifini götürebilir.
Ardından ABD Başkanı Bush ile yapacağı görüşmede de eli kuvvetlenir. ABD gezisinden siyasi ve ekonomik yeni kazanımlar elde edilebilir. Bu da yeni bir beklenti yaratabilir.
-Son iyi haber enflasyon Bu geziyi Kurban Bayramı tatili izleyecek. Bu bayram içinde 3 Şubat'ta ocak enflasonu açıklanacak. Ocak ayı enflasyonunun yüzde 1.9'u aşmaması durumunda yıllık enflasyon tek haneli rakamlara düşecek ve enflasyonda 30 yıllık geriye gidilecek.
Bu ihtimal az değil. Bu da ekonomideki iyi gelişmelerin son halkası olacak. 3 Şubat sonrasında piyasaların beklentisini yüksek tutacak başka beklentiler devreye girmezse ki, şimdiden herhangi bir işaret görmüyoruz, temmuz sonundan bu yana devam eden balayı döneminin son bulması tescil edilecek.
Seçime kadar durum idare edilecek ve seçim sonrası senaryolar üzerine kafa yorulacak. Ona göre pozisyon değiştirmeler gündeme gelecek. Faiz düşüşü sürmeyecek, belki yatay dalgalı bir gidiş olacak, faiz oranları zaman zaman fonlama maliyetine yaklaşabilecek.
-İki hafta sonraya hazırlık Borsada benzer gelişmeler izlenebilecek. Son büyük canlanışa tabandan yani halktan katılım yoktu. Yerli profesyonellerin ve yabancıların alımları ile borsa canlılığı yakaladı. Bu nedenle yanda yabancıların 2003 yılına ait alım satımlarını koyduk.
Bir yılda bir milyar dolarlık alım yapmışlar. Dış piyasalardaki gelişmeler yabancıların bir süre daha Türkiye piyasasında kalmasından yana olabilir. Fiyat artışları da duracağı için, piyasadan çıkış yabancılar için cazip olmayabilir. Bu açıdan yerlilerin kâr realizasyonuna yabancılar katılmayabilir.
Bu nedenle de borsanın düşüşü dengeli olabilir ve zaman alabilir. Hem beklentileri yönetmek hem de piyasalardaki dalgalanmayı azaltmak için, iki hafta sonrasına hükümetin iyi hazırlanılması gerekiyor. Kısa vade için piyasaların iyi habere ihtiyacı olacak. -Sonuç "Gerçeğin rengi gridir" Andre Gide