Davos toplantılarında dev şirketlerin yöneticileri ile görüşen Devlet Bakanı Ali Babacan, pek çok yabancı şirketin Türkiye'deki yatırımlarında kapasitelerini arttırmak istediklerini söyledi.
GEÇEN yıl sıcak paraya boğulan Türkiye için bu yıl doğrudan yabancı sermaye akışı için umut doğdu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın önde gelen şirketlerinin yöneticileri ile bir araya gelirken, Devlet Bakanı Ali Babacan, kendisine yansıyan üretim ve yatırım talepleri hakkında bilgi verdi. Babacan, "Yabancı yatırımcıların kapasite arttırma talebi var. Toyota, Türkiye'yi Avrupa'nın üretim merkezi haline getirecek. Mercedes, otobüslerini sadece Türkiye'de üretmeyi düşünüyor. Dünyadaki dizel araçlar enjektörlerinin yüzde 25'i Bosch Türkiye'den gidiyor" dedi. Devlet Bakanı Ali Babacan, Dünya Ekonomik Forumu için bulunduğu Davos'ta, SABAH'ın sorularını yanıtlarken şunları söyledi:
* Yabancı yolda: Yabancılar yerlilere, yerliler yabancılara bakıyor. Birbirlerini körükleyen bir sinerji söz konusu. Yabancı, "Türkler yatırım yapmıyorsa ben niye yapayım?" diye soruyor. Yerli yatırımcı da 'Elin Alman'ı gelip yatırım yapıyor, ben niye paramı yastık altında tutayım?' diyor. Yabancı sermayede başarı örneklerine ihtiyacımız var. Yabancı yatırımcıların hemen hepsinin kapasite arttırma talebi var. Toyota yetkilileri geçende geldiler. Türkiye'yi Avrupa'daki en büyük üretim merkezlerinden biri yapmayı planlıyorlar. Mercedes, otobüsü artık sadece Türkiye'de üretecek. Kaliteden çok memnunlar. Dizel otomobil motor enjektörlerinin yüzde 25'i Bosch tarafından Türkiye'de üretiliyor. Türkiye'ye yatırım yapmış her yatırımcı önemli bir referans.
* İstihdam modeli: Nisan 2003'ten sonra toplam mevduatta artış var. Mevduatın artışı daha fazla reel sektör ve tüketici kredisi demek. Tüketici güveni ve iç talebin artması ile ekonomideki iyileşme süreci devam edecek. İstihdam sorunun çözülmesi özel sektör eliyle olacak. Bize düşen görev, özel sektörün önünü görebilmesini sağlamak. Kamuda, istihdam yoluyla sorunları çözme devri bitti.
* Grup kredisine sınırlama: Bankaların grup kredileri giderek azalıyor. 2007'ye kadar grup şirketlerine verilen kredilerin oranı sermayelerin yüzde 25'ini geçemeyecek. Örneğin, bilanço 100, sermaye 16 ise grup kredisi 4'ü aşmayacak. Bankalar, kendi şirketlerini finanse edemeyecek.
* Özelleştirme heyecanı: Üzerinden 2-3 sene geçtiyse o kuruluşun kendi yöneticileri eliyle özelleştirilmesi mümkün değil. İster istemez bir gönül bağı oluyor. 2001'de açılan ihale sayısı sıfır. 2002'de altı, 2003'te ise ellinin üzerinde. Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci Bey, Tekel'in alkol birimi ihalesi bittiğinde, ÖYK kararını kendi eliyle getirdi. 'İçim içime sığmıyor' dedi. Bu heyecanı gözlerinde görüyorum.
* Tahvil ihracı planı: 2004'te tahvil ihracı hedefimiz 5 milyar dolar. 1.5 milyar dolarını Ocak ayında gerçekleştirdik. 2005 yılına ait ön finansman amaçlı işlemler de olabilir. Uzanların nasıl bankacılık yaptığı soruluyor * Motorola ve Uzanlar: 'Motorola gibi bir kuruluşu dolandıran grup Türkiye'de nasıl bankacılık yapabilir?' diye soruluyordu. Dünyaca tanımlanmış muteber işadamı kavramı var. Bu bir referans. Sözünde duran, ödemeleri düzgün... Etik açıdan bunun ölçüsü var. Türkiye'deki pek çok işadamı için 'Çok iyi insanlar' denildiğini duydum. Kimseyi aldatmadan, sözlerinde dura dura, itibar geliştirmiş bir işadamı tanımı var. Dünyada bu kadar konuşulan bir grubun, Türkiye'de 10 yılın üzerinde bankacılık geçmişi var. Yıllardır ortaya çıkmayıp, bizim dönemimizde böyle bir konunun üzerine cesaretle gidilmesi, hükümetimiz yolsuzluklar konusunda ne kadar kararlı olduğunun önemli bir göstergesi olarak konuşuluyor.
* Tüpraş henüz bitmedi: Rekabet Kurulu kararını bekliyoruz. Bu iş bitti dememiz zor. Piyasa şartlarında düzgün bir ihale ortamında oluşan fiyat doğru fiyattır.