| |
|
|
Ahmet Ümit'in dalgınlığı
Romancının, öykücülerin 'teknik' hatalarından söz etmiştik ya... Hani "Denize kıyısı olmayan bir kasabadan kahramanımızın yelkenliyle uzaklaşması" ya da "Kurşunla çenesi dağılan askerin yandım Allah' diye bağırması" gibi... Ankaralı okurumuz Tunç Esen de benzeri bir hatayı Ahmet Ümit'in son romanında bulmuş. Okuyalım: "Türk polisiye edebiyatının sevilen ismi Ahmet Ümit'in romanı Beyoğlu Rapsodisi'nin Doğan Kitap) sonunda, kahramanımız en yakın arkadaşını öldürmek zorunda kalır. Ancak tabancasının tetiğini baş parmağıyla çeker! Ben denedim: Tetiği bu şekilde çekmek pek mümkün değil. Arzu ederseniz bir de siz deneyin, bakalım oluyor mu?" Valla bende tabanca yok. Ama belli: Herhalde insan baş parmağını kullanarak sadece kendine ateş edebilir! Bunu denemek yerine romanın o paragrafını buldum. 382'nci sayfada şöyle yazıyor: "Göz göze geldik. Evet, beni ihbar edecekti. Bunu yapmaya karar bile vermemişken, baş parmağım adeta kendiliğinden dokunuverdi tetiğe." Evet, Ahmet Ümit 'işaret' parmağı yerine 'baş' parmak demiş. Ümit gibi tecrübeli bir polisiye yazarının bunu bilmemesi söz konusu olamaz. Ama bir an dalmış işte... Editör de atlamış. Önümüzdeki baskılarda hatayı düzelteceklerdir. Bence bu küçük teknik hata romanın güzelliğini bozmaz.
|