kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Kendini aşmayı öğrenmek

DÜNYA üzerinde, içerdiği 'siyasi değerler' bakımından en dikkat çekici cazibe merkezi Avrupa. ABD'nin büyük teknolojik ve ekonomik gücü, Rusya'nın stratejik dinamizmi, Çin'in her geçen gün büyüyen bir ticari dev olması bunu geri plana atmıyor. Avrupa (AB), bunlardan kiminin teknolojik ve askeri üstünlüğüne sahip olmasa da, bir diğerinin dinamizminin gerisinde kalsa da, teknoloji, ekonomi ve gelişme açısında belli bir büyüklüğe sahip olmanın yanı sıra, 'siyasi değer üreten en önemli güç' durumunda... Bu nedenle, Avrupa'nın, bilinen ve gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlara karşı geliştirdiği tutumlar dünya düzeninin gidişatını bire bir belirleyecektir. Kendi içinde siyasi değerler ekseninde bir sistem kuran Avrupa, siyasi değerler tarafından belirlenen ve yönlendirilen bir model olarak geleceğe yürümek konusunda çok çeşitli 'kırılmalar' yaşıyor. Bu kırılmaların devamının gelmesi halinde Avrupa'nın karşılaşacağı sorunlar bir yana, dünyanın değer üreten bir örnekten yoksun kalması da söz konusu olabilecek.

***


Bugün ABD eksenli politikaların 'küresel meşruiyet'in tanımı ve işlevi konusunda ciddi krizler ortaya çıkardığı düşünülüyorsa, bunun gerisinde Avrupa'nın 'siyasi pasifizm'inin olduğu görülmelidir. Avrupa sahip olduğu demokrasi anlayışını, diktatörlükler karşısında 'seyirci' konumuna indirgeyince, ABD'nin diktatörlüklere karşı bilinen kuralları ve kurumları çok hesaba katmadan mücadele etme anlayışı etkinleşti. Böylece Avrupa 'şiddet karşısında seyirci bir demokrasi' anlayışına çakılıp kalınca, ABD'de de gücünü şiddet politikalarından alan rejimleri 'şiddet yoluyla demokrasiye dönüştürme' refleksi üretti. Bu, Avrupa'nın model haline gelmiş siyasi değerlerini küresel sorunlara uyarlamada yaşadığı en önemli kırılganlıklardan biridir. Üstelik bu sadece küresel sorunlara karşı siyasi değerlerin uyarlanmasından kaynaklanan ve doğal olan zorluklardan kaynaklanmadı, Fransa-Almanya ekseninin 'siyasi değerleri salt stratejik araçlara dönüştürme' çabalarıyla beslendi.

***

Çok önemli bir başka problem, Avrupa'nın temsil ettiği değerlerin 'siyasal genetiği' ile ilgilidir. Bu değerler sadece coğrafyaya ya da başka bir yatay mensubiyete ait olamayacak kadar dikey ve evrenseldir. Bu nedenle Avrupa'nın bu değerleri ABD ya da başka bir güç karşısında sadece 'stratejik araç'tan ibaret unsurlar haline getirmesi, bu değerlerde 'genetik bozukluğa' yol açacaktır. Öte yandan, Avrupa'daki pek çok toplantıda başta kardinaller olmak üzere epey sayıda siyasetçinin din eksenli bir Avrupa'dan yüksek sesle bahsetmeye başlamaları da, çok ciddi bir kırılmanın işaretidir. Avrupa'nın genişlemesinin en önemli aşamalarından biri olan bu zaman diliminde Vatikan'ın tezlerinin etkinleşmeye başlaması, ancak küresel açılımları olduğu zaman bir anlam ifade edecek değerlerin içe kapanmasına dönük bir basınç üretmektedir. Avrupa'nın temsil ettiği değerler, Avrupa- merkezcilik'i ifade etmeye başladığı andan itibaren tüm yeteneklerini kaybetmeye doğru yol alırlar. Çünkü bu değerler, Avrupa'ya ait olduğu için değil, küresel bir anlam ifade ettiği için önemlidirler. Ancak küresel anlam ifade ettiği için önemli olan bu değerlerin, Avrupa'nın içe kapanması yönünde işlevselleşmesi halinde, AB'nin yönetim modelinin Rusya'daki yönetim modeli gibi belli bir siyasi statüye ve coğrafyaya ait olmaktan öte işlevi olması beklenemez.

***

Avrupalılar, çeşitli konularda yürüttükleri tartışmaları sadece kendi çıkarlarına ait gündemler gibi görürlerse, kendi gündemleri ile baş başa kalacakları, dünyanın geri kalanının 'siyasi değer' düzeyindeki arayışlarının dışına düşecekleri bir rotaya girerler. İçe kapanan değil, değerler düzeyinde 'küresel titreşim' yaratmayı hedefleyen bir ideale sahiplerse, bu, değerler temelinde işleyen bir dünya sistemine katkı yapacağı gibi, kendini siyasi değer temelinde bir cazibe merkezi haline getiren Avrupa'nın da yararına olacaktır... Avrupa, bu zaman diliminde kendini aşmayı öğrenmek gibi ciddi bir sınavla karşı karşıyadır...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir yol haritası olarak Türkiye   / 07-01-2004
 Jeo-politik mirasyediliği ve yönsüz değişimciliği aşmak...   / 05-01-2004
 Denge, ahenk, hayat...   / 04-01-2004
 Kendisi kalmak, dünyalı olmak...   / 02-01-2004
 Kendini aşmayı öğrenmek   / 31-12-2003
 Toplumsal akılla barışmak...   / 29-12-2003
 Irak ve tarihin sonu (II)   / 28-12-2003
 Irak ve tarihin sonu (I)   / 26-12-2003
 Yüksek siyaset   / 24-12-2003
 AB'nin ön bahçesi mi, yeni Ortadoğu mu?   / 21-12-2003
MEHMET BARLAS
"Kopenhag Kriterleri" yerine "Ankara Kriterleri" mi...
MEHMET TEZKAN
Sadece lideri değiştirmek partiyi yenilemiyor
DÜN...
EMRE AKÖZ
Bilecik, İzmir'den daha entel çıktı!
Sabitfikir.com...
UMUR TALU
Halkın anayasası olmadıkça...
Gündelik hayatta elimize,...
MUHARREM SARIKAYA
Sorun detayda saklı
Çankaya Köşkü'nde dün yapılan Kıbrıs...
ALMANYA iki Türk için sarı alarmda
CIA, Alman polisini şu istihbaratla harekete geçirdi: Ensar El İslam...
Suudi reformcular anayasal monarşi istiyor
IRAK savaşı sonrası bölgede esen "değişim" rüzgarlarının en...
10 ÜZERİNDEN 1
10 ÜZERİNDEN 1
Devre arasında kadroyu takviye etmek için harekete geçen yönetim, şu...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Astroloji | Magazin | Sağlık |
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.