|
|
 |
|
 |
  |
|
Ben bir GAF avcısı değilim
SABAH Gazetesi'ndeki Yakından Kumanda adlı köşesinde televizyon ile ilgili eleştiri ve yorumlarına yer veriyor. Köşesinin "Gaf Kürsüsü" bölümünde yayınlanan gafları bir kitapta topladı Yüksel Aytuğ. Amacı, sektörde yer alanların izleyicilerine daha özenli ürünler sunmalarını sağlamak '.
SABAH Gazetesi yazarlarından televizyon eleştirmeni Yüksel Aytuğ, Yakından Kumanda isimli köşesinde yer alan Gaf Kürsüsü bölümünde bugüne kadar yayınladığı tüm yazılarını 'Gaf Kürsüsü, Türk Pot Antolojisi' adlı kitabında topladı. Televizyon ekranlarında yapılan gafların bir kitap dizisi yazacak kadar çok olduğunu belirten Aytuğ, okuyucularının da Gaf Kürsüsü köşesine çok ilgi gösterdiğini söylüyor.
* Gaf Kürsüsü'nde yayınlanan yazılarınızı toplayıp kitap haline getirmeye nasıl karar verdiniz? Gaf Kürsüsü, Yakından Kumanda köşesinde, ana yemeğin yanında yer alan garnitürdü. Ama insanlar Gaf Kürsüsü'ne o kadar büyük ilgi gösterdi ki, bu bölüm bizim lokantanın spesiyal yemeği haline geldi. Okuyucular gönderdikleri mesajlarda "Gazeteyi alıp, önce Gaf Kürsüsü'ne bakıyor, daha sonra diğer haberleri okuyoruz" diyorlar. Bu kadar ilgi gören bu köşeyi kitap haline getirmek artık bir görev haline gelmişti. Okuyucular, son bir yıl içinde televizyonda yapılan gafların neredeyse tümünü bir kitap içinde bulacak ve sanırım çok eğlenecekler. Ama gaf yapmak son derece insani bir durum. Gün boyunca elinde kumandayla insanların hatalarını yakalamaya çalışan bir gaf avcısı değilim. Rastladığım hataları, eğlenceli bir üslupla kaleme alıyor ve televizyon sektöründe yer alanların buradan ders çıkararak, izleyenlerine daha kaliteli ve özenli ürünler sunmalarını sağlamaya çalışıyorum.
HATA OLMASI ÇOK DOĞAL * Televizyonlarda bir kitabı dolduracak kadar gaf yapılıyor mu, bu sadece Türkiye'de olan bir durum mu? Türkiye'de televizyonculuk hâlâ gecekondu mantığıyla yapılıyor. Şu anda hiçbir özel televizyonun yayın yetki belgesinin bulunmaması ve frekans tahsislerinin yapılamaması da bu durumu resmi olarak belgeliyor. Bu kadar derme çatma bir yapıda hataların birbirini kovalaması kadar doğal ne olabilir? Popüler olmak her türlü altyapının önünde yer alıyor. Durum böyle olunca da televizyonlarda gaflardan geçilmiyor. Benim tahminim, televizyon gaflarının en fazla yapıldığı ülkeler arasında bir sıralama yapılsa bizim ülkemiz ilk üçe rahatlıkla girer.
* Kitaptaki en ilginç ve dikkat çekici gaflardan bir kaçını okuyucular için ipucu olarak verebilir misiniz? Kitap tam 225 sayfa ve bana göre burada yer alan gafların tamamı kürsülük. Aşkın Nur Yengi'nin bir sohbet programında Avrupa'ya yaptıkları motorsiklet turunu anlatırken, "Biz 12 motor İtalya'ya tura çıktık" diye söze başlayıp, gülüşmeler üzerine "Yani 12 tane motosikletli İtalya'ya gittik" diye düzeltmesi... Metin Uca'nın Pasaparolla'da "Kimyasal bir reaksiyon sonucu olağanüstü güçler kazanan ve bir örümceğin yeteneklerine ulaşan çizgi roman kahramanı kimdir? Ö biir, Ö iki..." diye sorduğunda yarışmacının "Örümcek Adam" yerine "Öri Potter" demesini uzun yıllar unutamam.
GAF YAPMAK ÇOK İNSANİ * Bu kitapla olumsuz tepki alacağınızı düşünüyor musunuz? Yazdıklarınız birilerini kızdırabilir mi? Hayır. Çünkü bu gafların sahipleri daha sonra kendilerini izlediklerinde en az diğer izleyiciler kadar gülüp eğlendiklerini söylüyor. Gaf yapmak son derece insani bir şey. Bu kitabın yazarı olarak ben de en az 4 kez Gaf Kürsüsü'nde yer aldım. Yakından Kumanda'da yaptığım hataları Gaf Kürsüsü'nde düzeltip, okurlarımdan özür diledim. Bu zamanda insanlar kürsü sahibi olmak için senelerce üniversitelerde dirsek çürütmüyor mu? Daha ne istiyorlar?
* Türkiye'de televizyon eleştirmeni olmak nasıl, işinizin kolay ve zor yönleri neler? Televizyon eleştirmenliği benim SABAH grubunda yaptığım işlerden yalnızca bir tanesi. Aynı zamanda gazetenin televizyon sayfalarının sorumluluğunu üstleniyorum. Bu alanda yükümü hafifleten zehir gibi bir ekibimiz var. Yaklaşık bir aydır İstanbul baskısı için bir Kültür-Sanat sayfası hazırlıyorum. Aynı zamanda Takvim ve Fotomaç gazetelerine spor kritikleri yazıyorum. Günaydın için özel haber ve röportajlar yapıyorum. Televizyon eleştirmenliğine gelince... Davulun sesi uzaktan hoş gelir. Herkes, koltukta ayaklarımı uzatıp, elimde kumandayla televizyon izlediğimi, ertesi gün de ahkam keserek para kazandığımı sanıyor olmalı. Haftanın 7 günü yarım sayfa televizyon kritiği yazmak için günde 20 saat mesai harcamak zorundasınız.
* Program yapımcılarını mı, yoksa izleyicileri mi daha çok etkiliyorsunuz? Yakından Kumanda köşesini tasarlarken tek hedefim, televizyon sektöründe yapımcı, yönetmen, sunucu-spiker, teknik eleman ve izleyiciyi aynı agorada buluşturmak, onlar için bir serbest forum platformu hazırlamak ve sektör adına bir referans noktası meydana getirebilmekti. Çok şükür ki, geri dönüşü umduğumdan çok daha yüksek düzeyde oldu. Şimdi Yakından Kumanda için saatlerce elinde kalem kağıtla not tutan bir gönüllü muhabir ordusu var. Eleştirdiğim bir konunun ertesi hafta düzeltilerek ekrana gelmesi ise benim için ödüllerin en anlamlısı oluyor.
ZEYNEP GÜLER
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|