|
|
|
|
|
Türkiye AB'ye girmiş bile
|
|
SURİYE'YE bir önceki gidişim temmuz ayındaydı. O zamandan bu yana bile Şam'da değişiklikler görmek mümkün. Bir önceki lider Hafız Esad'dan kalan fotoğraf merakı neredeyse bitmiş gibi. Gerçekten de Suriyeliler artık Cumhurbaşkanlarının fotoğraflarını arabalarının camlarına, evlerinin dış duvarlarına asmayı bırakmışlar. Şehrin birkaç yerinde tek tük resimler kalmış. "Niye fotoğraf asmıyorsunuz?" diye sorduğum birkaç genç Suriyeli, "Yağ çekmek isteyenler resim asıyorlar, oysa artık buna gerek yok. Sevgi beynimizde" diyor. Sokaklarda yürüyorum. Hava nasıl soğuk anlatamam. Seyyar satıcı çok. Yazın sıkça görmeye alıştığım meyva suyu satıcısının yerini bu sefer iç baklacı almış. Suriyeliler sokaklarda iç bakla yemeye bayılıyorlar. Gerçekten de müthiş. "Üzerindeki sos nedir?" diye soruyor benimle küçük bir çukur tabakta bakla yiyen Fransız gazeteci. "Limon zeytinyağı ve çok az hardal" diye yanıtlıyor satıcı. Türk olduğumu öğrenince sonraki porsiyon bütün itirazlarıma rağmen satıcının ikramı. Dünyanın hiçbir ülkesinde Türklerin böylesine sevildiğine rastlamadım. Türküm dediğiniz anda yüzleri gülüyor. Öylesine beğeniyorlar ki, tek amaçları bizim gibi olmak. Sokaktaki adamın gözünde Türkiye çoktan AB'ye girmiş. Türkiye Suriye için batıya açılan bir kapı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|