Fareli köyün kavalcısı!
Sanki; fareli köyün kavalcısı. O tombul göbeğiyle... Çapraz bağları ameliyatla dikilmiş diziyle...Tendonlarında dinmeyen ağrılarıyla... Ağzında olmayan dişleriyle... Hepimizi büyülenmiş gibi peşinden koşturuyor. Şimdi soruyorum; neredeyse durarak, yatarak oynayan ve bu haliyle "Yaşayan efsane" olan Ali Rıza Sergen Yalçın, 25 yaşında geldiği Fenerbahçe'de nasıl olur da sıradan bir oyuncu olur? Al sana bir soru daha: Bugünkü futbol oynama arzusu ve "Takımdaş ruhunu" 25 yaşlarında beynine yerleştirmiş olsaydı, bugün Sergen Yalçın, Real Madrid'de David Beckham'ı yedek bırakır mıydı? Bu sorunun cevabını en iyi bilenlerden biri olarak diyorum ki: "Sadece Sergen suçlu değil!" Peki "Kim suçlu?" derseniz, önce "Ben" derim sonra da meslektaşlarımı gösteririm; bir Sergen'e bile sahip olamadılar! Oysa.. Bizim Sergen dünyanın en iyi 5 futbolcusundan biri. "Sergen, Hagi'den de daha iyi" diye yazdığım zaman bugün Sergen hayranı olan benim meslektaşlarım beni acımasızca eleştirdi, Sergen'i beğenmedi. En komik olanı ise, "Küçük Can Bartu" ismini taktığım Sergen Yalçın'ın bana gösterdiği tepkiydi: "Amma da abarttın. Hagi kim, ben kiiim!...Hagi'nin sadece sol ayağı bile benden daha iyi..." Şunu da hatırlatayım; "Sergen'i sat Sayın Seba!" diye yazan da benim. Beşiktaş yönetimine, "Sergen'i geri alma" diye yazan da benim. Hayır, hayır çelişki yok. İlke ve prensipler uğruna o gün yazdım, bugün de yazarım. Geriye değil, ileriye bakalım mı? Büyük başarılara imza atan Hakan Şükür bugün neden inanılmayan, sevilmeyen futbolcu oldu? Dünya Kupası'nın büyük starı Hasan Gökhan Şaş bugün neden sıradan bir oyuncu konumunda? Dünya Kupası'da neredeyse bir Asya Kıtası'nı peşinden sürükleyen İlhan Mansız bugün Beşiktaş'ta bırakın sıradan olmayı, istenmeyen oyuncu konumunda. Şaşırdınız değil mi? Menajer Sinan Engin'in, "Bıktım usandım İlhan Mansız'ın kaprislerinden" sözü bir şöhretin bitişinin haberidir. Bir hatırlatma daha: Samet Aybaba'nın özel çabası ile Trabzon'a dönen Fatih Tekke bugün yeniden yıldızını parlatıyor. Beşiktaş Menajeri Engin'in, "Ne pahasına olursa olsun Fatih Tekke'yi alacağım. İlhan Mansız'ın izlerini ancak o siler" sözleri futbolun acı gerçeğini anlatıyor. Düşünebiliyor musunuz; Beşiktaş tribünlerinin esas oğlanı Ahmet Dursun kapının önüne kondu. O tribünlerin kahramanı İlhan Mansız da yok ediliyor. Tartışılması gereken konu da şu: Toplumların yarattığı kahramanlar, kendilerini vazgeçilmez gördükleri anda yok olmalarının başlangıcı da başlamıştır. "En büyük benim" demek de çözüm değildir. Bakınız; "Yel kayadan ne alır" diyen Fatih Terim de tükenişin başlangıcındadır. Yel kayadan toz alır ama sonra kaya da yerinden yok olur, yerine toz kalır! Yaşam gerçeğin ta kendisidir. Ustam Hıncal'ın "Korkak" dediği Lucescu bugün toplumun gözünde bir kahramandır. İnanmayan, Beşiktaş'a değil, Fener ve Cimbom'un haline baksın. Söyleyin lütfen; Daum'la hayal kırıklığını yaşamak mı, yoksa Terim'in peşinden gidip yıkılışı yaşamak mı güzel? Yoksa; Lucescu'nun peşinden gidip mutluluğu yaşamak mı? Bu sorunun cevabını ustam Hıncal'a son kez soracağım! MESAJ; "Beşiktaş olur demiyorum şampiyon oldu" görüşümün ikinci haftasındayım. Fener şampiyon olursa ne olur derseniz, ben de MHK'nın sonu olur derim.
|