| |
Güler yüzlü devlet
Ankara'dan Van'a uçarken, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile "Sağdan, soldan... Siyasetten, ekonomiden" konuşurken... Söz döndü, dolaştı "vatandaşın, devletle ilişkilerine" geldi. Ve Maliye Bakanı şöyle dedi: - Batı'da devlet dairesine gidersiniz... Önce güler yüzle karşılaşırsınız... Sonra da, muhatap olduğunuz memur size sorar: What can I do?.. Sizin için ne yapabilirim? "Ya bizde?" diye Unakıtan'ın sözünü kestik. Bakan beyin tepkisi: - Yahu kardeşim, bizde hastanedeki hemşire bile, hastanın karşısında bir karış suratla duruyor... Gül be kardeşim... Vatandaşa tebessüm et... Tebessüm parayla değil ya.
*** Maliye Bakanı "üst bürokrasiyi" toplamış. "Bize anlattıklarını" onlara da söylemiş. Herkes "haklısınız" demiş. Unakıtan da onlardan "bir şey" istemiş: - Madem haklıyım, öyleyse bunları bütün teşkilata duyurun... Defterdarlığa, vergi dairesine işi düşen vatandaşa güler yüz gösterilsin.
*** Sayın Donat. Ben Batı'yı gördüm. Batı'da, devlet kapısına gelen vatandaşa işinin nasıl çözüleceği anlatılır... Bizde ise... İşinin neden olmayacağı anlatılıyor... Batı'da herkes, devletin kapısına neşe ile gidiyor... Bizde ise korka, korka.
*** - Sayın Bakan... Bu konu çok önemli... Şu ana kadar bir mesafe alabildiniz mi? - Evet ama tam olarak değil... Bu bir eğitim konusu... Memuru eğiteceksin... Memur, "Ben, vatandaşın sorununu nasıl çözerim" felsefesinde olacak... Memur böyle olursa, vatandaş da devlet kapısından "Allah razı olsun... Çok teşekkür ederim" diyerek çıkar.
*** Van'da, vergi rekortmenleri için düzenlenen törendeydik. Maliye Bakanı, Milli Eğitim Bakanı "ödül verdiler." Sonra "ödüllerden birini de" bize verdirdiler. Bu arada konuşmalar oldu. Van Defterdarı Mehmet Erkınay, konuşmasını şu sözlerle bitirdi: - Ey Vanlılar... Van Defterdarı olarak size söz veriyorum... Bundan sonra karşınızda asık suratlı, yüzünden düşen bin parça, mükellefe sert davranan maliyeci görmeyeceksiniz... Güler yüzlü, sizin hizmetinizde, her konuda size yardımcı maliyeciler göreceksiniz. Dinleyenler "alkışı patlattılar." Maliye Bakanı da kahkahayı basarak bize döndü: - Sayın Donat... Bak... Dinle... Neler söylüyor?.. Uçakta konuştuklarımızı hatırla.
*** Ödül töreninden sonra Unakıtan sordu: - Yarınki programınız nedir? "Van'ı dolaşacağız... Esnafı dinleyeceğiz" dedik. Sonra da biz ona sorduk: - Ya sizin programınız? - Çaldıran'a gideceğim... Hükümet Konağı'nın açılışına. Ertesi gün biz "Van'ı dolaştık." Unakıtan "Çaldıran'a gitti, döndü." Ve bize "Van izlenimlerimizi" sordu. Anlattık. Ardından da biz ona "Çaldıran'ı" sorduk. Başladı anlatmaya: - Memurlara hitaben dedim ki... Vatandaşa güler yüzlü davranacaksınız... İyi muamele edeceksiniz... Yardımcı olacaksınız... Yoksa, Maliye Bakanı olarak size hakkımı helal etmem... Ben bunları söyleyince vatandaş öyle bir alkışladı ki.
*** Van'dan dönerken Unakıtan ile "aynı konuyu" tekrar konuştuk. "Devlet çarkı ağır işliyor" dedi. Sonra da "anlayamadığım bir şey var" diye devam etti: - Bir işi yapmayan kamu görevlisi, sorumlu olmuyor... Kimse ona hesap sormuyor... Ama memur iş yapınca... Başına gelmedik kalmıyor... Yahu bu nasıl iştir böyle?
*** Ünlü sözdür "Böyle gelmiş, böyle gider." Ama Unakıtan "göreceksiniz" dedi: - Böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek. Dileriz "haklı çıkar."
|