| |
Gittik, gördük, çizdik
Kars, Ardahan, Van... Bolu, Yalova, Bursa... Karadeniz Ereğli, Akçakoca, Düzce... Yağmur, kar demedik, dolaştık... Neler gördük, neler dinledik? Van'da, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zahir Kandaşoğlu dedi ki: - Gündemimizin birinci maddesi işsizlik. - Ya ikinci maddesi: - Yine işsizlik.
*** Enflasyon düşüyor. Faizler de. Ve ekonomik göstergeler "iyiyi" işaret ediyor. Ama "işsizlik cephesinde değişen bir şey yok." Her gittiğimiz yerde karşımıza çıkan "bu konunun... Sorunun" altını kalın kalemle çiziyoruz.
*** Gezdiğimiz kentlerde mutlaka bir "otomobil bayiine... Galeriye" uğruyoruz. "Traktör satıcılarına" da. Ve memnuniyetle öğreniyoruz ki... "Satışlarda artış var." Zaten "resmi açıklamalar" da bunu gösteriyor.
*** Otomotiv sektöründe "kriz dönemine göre" üretimin ve satışın arttığı doğru. Ama "başka doğrular" da var. Otomotiv sektöründe kapasite kullanım oranı yüzde 38. Traktör fabrikalarında da yüzde 45. Ve "iç tüketim" 1993'ün gerisinde. "Bunun da altını çizmeyi" gerekli görüyoruz.
*** Prof. Dr. Yaşar Bilgin "yıllardır Almanya'da." Alman vatandaşı, Alman hükümetinin sağlık danışmanı, Türk-Alman Sağlık Vakfı'nın başkanı. İki haftalığına Türkiye'ye geldi. Bir süre İstanbul'da kaldı ve... - Bu İstanbul ne olmuş böyle?.. Kapkaç, hırsızlık... İnsan yolda yürümeye korkuyor... Sonra Anadolu'yu dolaştı ve... - Türkiyem ne güzel ülke... Acaba dünyada böyle bir ülke var mı?
*** Dr. Bilgin, Bolu'da bir marketten bir şeyler almış. Sonra direksiyona geçip, yola devam etmiş. Derken, cep telefonu çalmış: - Dükkanımda bir bayan çantası unutulmuş... Çantayı karıştırdım, sizin telefonunuza ulaştım... Lütfen eşinize sorar mısınız, bulduğum çanta onun mu? Dr. Bilgin hemen geri dönmüş. Gerisini o anlatsın: - Çantada binlerce euro vardı... Pırlanta yüzük vardı, kolye vardı... Kredi kartları vardı... Hiçbirine el sürülmemiş... Ben bu ülkeye kurban olayım. İşte bu da "altı çizilecek" bir başka olay.
*** Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Vanlılar'a "size kıyak geçeceğim, bir tüyo vereceğim" dedi. - Sorunlarınızın çözümünü istiyorsanız ne yapın, edin, buraya bakanları getirin, yüksek bürokratları getirin... Gelsinler ki, sorunlarınızı öğrensinler... Çözsünler.
*** Ankara'nın ve özellikle de bürokrasinin "halktan kopukluğunu" anlatan bu sözler de "altı çizilecek" önemde. Artık Şırnak'ın, Hakkari'nin, Siirt'in, Şanlıurfa'nın "planlamasını" Ankara'dan yapma dönemi sona erdi. "Bölgesel planlamaya" geçmek şart. Geçene kadar da "Ankara'yı ne yapıp, edip" Kars'a, Diyarbakır'a, Mardin'e götürmek.
*** Bursa'da operatör, doktor Adnan Alkan sordu: - Ben yıllarca Avrupa'da yaşadım... Siz sık sık "Avrupa'da bir Türk üniversitesi kurulmalı" diye yazıyorsunuz... Bu konuda bir gelişme var mı?.. Kurulacak mı? İlk kez karşılaştığımız Adnan beyin bize sorduğu ilk konu eğer bu oluyorsa... "Maya tutmuş demektir" diyoruz. Ve Avrupa'da bir Türk üniversitesi kurmakta gecikmemek gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz.
|