| |
Bu golleri kalemize kendimiz atmadık mı?
İki büyük korkumuz var.. Biri Kıbrıs.. Diğeri K. Irak.. İkisinde de 'Güney' çekim merkezi olur mu endişesi yaşıyoruz.. Rumlar mayıs ayında AB'ye tam üye olunca, on binlerce Kıbrıslı Güney'e geçip pasaport alırsa ne yaparız? Birinci endişe bu.. Böyle bir durumda KKTC diye bir devlet fiilen ortada kalmaz.. İstediği kadar cumhurbaşkanı, başbakanı olsun fark etmez.. Kıbrıslı Türkler, Avrupa'da Rumlar'ın verdiği Kıbrıs pasaportu ile dolaşmaya başladığı gün, iflas bayrağı çekilmiş demektir.. Geçelim K. Irak'a.. Kürtler, Kerkük'ü de kapsayan federasyon kurma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor.. Anlaşılan Irak'ta federatif bir yapı kurulacak.. Büyük bir ihtimalle de gevşek federasyon olacak.. 12 yıl önce merkezden kopan Kürtler'in tekrar eski günlere dönmeyi, güçlü merkeze bağlanmayı kabul etmeleri beklenmiyor.. Zaten Irak'ın üniter yapısını korumak istiyen ABD de 'şimdilik' gevşek federasyon fikrini destekliyor.. Endişe şurada.. Federatif bir Kürt devleti, sınırın ötesinde, yani Güneydoğu'da yaşayan kişiler için de bir çekim merkezi olur mu? Bugün olmasa bile aynı talepler bir süre sonra bizde de yüksek sesle seslendirilmeye başlanır mı? Dışişleri Bakanı Gül, 'Sınırımızın az ötesinde çok tehlikeli bir oyun oynanmakta olduğunu' söyledi.. Peki Ankara bu tehlikeye karşı ne yapıyor? Kıbrıs'ta ne yapıyorsa onu.. Seyrediyor.. Çünkü Türkiye iki büyük fırsatı eliyle tepti.. 1 Martta tezkereyi reddederek, 'Ben karışmıyorum, bu oyunda ben yokum, bana sormayın' dedi.. Bunu ilan etti.. Şimdi kimse dönüp sormuyor.. Kıbrıs'ta da benzer bir durum var.. Annan Planı, Kopenhag zirvesi öncesi müzakere edilir bulunsaydı, çerçeve anlaşma imzalansaydı, Rumlar ipi göğüslemek için gün sayıyor olmayacaktı.. Çünkü Rumlar'ın bir bölümü de Tıpkı Denktaş gibi, Annan Planı'nı konuşulmaz buluyor.. Tartışmadan reddediyor.. Ada'ya bakıyorum.. 10 gündür kim kimle koalisyon yapacak, hükümet nasıl kurulacak derdindeler.. Ankara da oturmuş onları bekliyor.. Sanki hükümet kurulursa bütün sorunlar çözülecekmiş gibi.. Tartıştıkları şu: Milletvekili transfer edelim de mi hükümet kuralım yoksa yeniden seçime mi gidelim? Sarmısaklasak da mı saklasak, sarmısaklamasak da mı saklasak gibi.. Türkiye kendi kalesine üst üste iki gol attı.. Birinci golü Denktaş.. İkinci golü Bülent Arınç attı.. Tezkerenin reddedilmesi için siyasi yaşamının en büyük mücadelesini verdi ve kazandı.. Ama gelişmeler Türkiye'nin kaybettiğini gösteriyor.. Çünkü Federal bir Kürt devletinin, yarın bağımsız bir Kürt devletine dönüşmeyeceğini kimse garanti edemez.. Sonra.. Federal bir Kürt devleti, PKK militanlarına hayat öpücüğü sağlamayacak mı? Nefes borusu görevi görmeyecek mi? Önümüzdeki günleri, şiddeti giderek artan, baş ağrısına, hatta migren krizine dönüşme ihtimali büyük olan iki sıkıntı bekliyor.. İleriyi görmeyen, dar görüşlü iki politikacı, sorunlar yumağını kucağımıza bıraktı.. Denktaş görüşlerini büyük bir kararlılıkla savunuyor.. Arınç'ın ise sesi soluğu çıkmıyor.. Barzani ve Talabani'nin ABD onaylı K. Irak senaryosunu okuduktan sonra ne düşünüyordur acaba? Çok merak ediyorum.. Okumadı mı, yoksa yine susma hakkını mı kullanıyor?
|