|
|
Ne programdı öyle...
VALLAHİ kendim katıldığım için söylemiyorum, Cumartesi gecesi atv'de yayınlanan "A Takımı" ve "Sokak Arası" son yılların en flaş tartışma programıydı. Savaş Ay yine gazeteciliğini konuşturmuş, Bayhan ile öldürdüğü gencin babasını, yani amcasını 5 yıl sonra ilk kez canlı yayında buluşturmuştu. Baba, acısını içine gömüp, Bayhan'ı affettiğini söyledi. Ama anne aynı fikirde değildi. Sonra tam yanımda oturan oryantal Sibel Gökçe'den inanılmaz bir itiraf geldi. "Benim de babam annemi öldürmüştü. Ben de babamı affettim" dedi. Yılların sanatçısı Ersen hepimizin yüreğini kadife ile kaplayan duygusal bir konuşma yaptı. Şair ve söz yazarı Ahmet Selçuk İlkan yeterince konuşturulmadığını ileri sürerek programı terk etti. Savaş Ay; Bayhan, amcası ve yengesini telefonda uzun süre tutup, reytingleri tavana vurdurma şansı varken, müthiş bir sorumlu yayıncılık örneği vererek, tartışmayı bitirdi ve yeniden "Popstar yörüngesine" oturttu. Peki ben mi ne yaptım? İlk konuşmam, olay yeri inceleme ekiplerinin kullandıkları şerit eninde mini etek giymiş olan Seçkin Piriler'in dekoltesine kurban gitti. Sevgili Savaş Ay, reytinglerin düşeceğini sanmış olmalı ki, mikrofonu elimden alıp, Seçkin'e verdi. Oysa o saatte ekran başındaki hanımların tercihini maalesef "es" geçmişti! Ben saat 02.30 sularında açıldım. Diğer konukların ufak ufak uykuya dalmalarından yararlanıp, azıcık daha konuştum. Ve ertesi sabah 09.00'da gazeteye gidip, bilgisayarın başına oturma fikrini zihnimden kovalamaya çalışarak 04.30'da kafamı yastığa koydum. Boğazımda söylemek isteyip de seslendiremediğim onca sözün düğümüyle...
|